Dervişoğlu: Amacınız Türksüz ve Cumhuriyetsiz Türkiye
İYİ Parti Genel Başkanı İYİ Parti Grup Toplantısında konuştu. Müsavat Dervişoğlu, Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin teröristbaşı Öcalan ile ilgili açıklamalarını “Türksüz ve Cumhuriyetsiz bir düzene sürükleme çabası” olarak nitelendirdi. “Bu oynanan oyunların tek bir amacı var: Türksüz ve Cumhuriyetsiz bir Türkiye. Ancak biz bu oyunda figüran olmayacağız” ifadelerini kullandı. Dervişoğlu ”Tek amacı Tayyip Erdoğan’ın ömrünün sonuna kadar Cumhurbaşkanı kalmasını sağlayacak yeni Anayasa düzenlemelerine kapılar kapatılmalıdır” dedi.
Dervişoğlu şöyle konuştu:
“Teröristbaşını Meclis kürsüsüne davet eden zihniyet ya kandil ya İmralı ya ölüm ya sıtma tercihini Türk milletine nasıl dayatacağını göstermiştir”“Muhalefeti tasarlamakla görevli saray kadrolarının istediği fotoğraf ortaya çıkmıştır: İmralı’da aylardır görüşme trafiği yürüten, sonunda da malum ortağın sesinden teröristbaşını Meclis kürsüsüne davet eden zihniyet; Ya kandil ya İmralı ya ölüm ya sıtma tercihini Türk milletine nasıl dayatacağını göstermiştir.
AK Parti ve DEM bir ve aynı şeydir. Aynı zihin dünyasına sahip oldukları gibi aynı güç ve iktidar saplantısı içindedirler. Milletmiş, iradeymiş, insan haklarıymış, demokrasiymiş ikisinin de umurunda değildir. Bu anlamda AK Parti ile DEM birbirlerinin aynadaki suretleridir. Onları ayıran şey, günün koşullarında arızidir.
“Cumhuriyet Devleti; Şeyh Saitlere, Seyit Rızalara ne yaptıysa aynı muameleyi göreceksiniz!”DEM Parti eş genel başkanı Tuncer Bakırhan, Atatürk’ün kurduğu partinin Genel başkanı ile çıktığı otobüsün üzerinden senaryosu izleyeni şaşırtmayan ucuz yapımdaki; “Yangına benzinle koşan Eş Genel Başkan” rolü gereği repliğinde şunları söylüyor:
Şeyh Saitler, Seyit Rızalar, Sakineler ne yaptıysa onların yaptıklarını yapacağız!” Ben o çok duymak istediği cevabı ona vereceğim: Cumhuriyet Devleti; Şeyh Saitlere, Seyit Rızalara ne yaptıysa aynı muameleyi göreceksiniz!
Özgür Özel’e seslendi: “Cumhuriyetine meydan okunan bir ihanet kürsüsünü susarak onaylıyorsunuz”Ve Ana Muhalefet Genel Başkanı; anlaşılan o ki sizi, oturduğunuz kumar masasından koparabilecek bir şey kalmamış. O kumar masasının bahsinin Türk Milleti ve Türkiye Cumhuriyeti olduğundan bihabersiniz. Yanınızda meydan okunan şeyin, ne olduğundan bile habersizsiniz, ilgisizsiniz. Üzerinize giydirilen kostümle ve söylemek zorunda kaldığınız sufleyle orada arz-ı endam ediyorsunuz. Siz orada bir hukuksuzluğa itiraz etmiyorsunuz. Siz orada, bir millete ve onun Cumhuriyetine meydan okunan bir ihanet kürsüsünü en hafif tabirle, susarak onaylıyorsunuz. Buyurun, hayrını görün. Buyurun, koltuğunda oturduğunuzu iddia ettiğiniz Mustafa Kemal Atatürk’ü manevi hatırasıyla kendi şahsi hesabınızı görün. Emin olun ki Mustafa Kemal’in ve Cumhuriyetin yolundan gidenler, serkeşlerin, meczupların, müptezellerin yolundan giden bir avuç zavallı hainin peşine öyle ya da böyle takılanlara, gereken cevabı en ağır şekilde vereceklerdir. Bu sözlerime, her zaman olduğu gibi -yine- isimler üzerinden cevap verenler olacaktır.
“Tayyip Erdoğan’ın ömrünün sonuna kadar Cumhurbaşkanı kalmasını sağlayacak yeni Anayasa düzenlemelerine kapılar kapatılmalıdır”Kamuoyunun gündemine taşınan yapay tartışmaların özünde, iktidara alan açacak sosyal ve siyasi zemini oluşturma arzusu ve hedefi yatıyor. Ve üzülerek görüyorum ki muhalefet de bu tuzağa düşüyor. Muhalefet partilerine çağrımdır: Gerginlik üzerinden iktidarın değirmenine su taşıyacak söylem ve eylemlerden uzak durulmalıdır. Tek amacı Tayyip Erdoğan’ın ömrünün sonuna kadar Cumhurbaşkanı kalmasını sağlayacak yeni Anayasa düzenlemelerine kapılar kapatılmalıdır. Türkiye’nin bugün ihtiyaç duyduğu şeyin Anayasa değişikliği değil, iktidar değişikliği olduğu vurgulanmalıdır. Erken seçim tartışmaları, Cumhurbaşkanına yeniden aday olma imkanı verdiğinden kendisinin iştahını kabartmaktadır.
Türkiye Büyük Millet Meclisinin ona bu hakkı tanımayacağı hatırlatılmalıdır. Velhasıl bu iktidara oyun ve tuzak kuracak alan bırakılmamalıdır. Muhalefet isterse bunu yapabilir ve taşlar yerli yerine oturur. Şayet bu imkan mevcutken bunu yapmaktan uzak durursa iktidarın aparatı olmaktan bir adım öteye gidemez. Milletimize söz verdik. Herkes sussa da biz susmayacağız, herkes dursa da biz durmayacağız, oyunları bozacak, tuzakları dağıtacağız. Ve mutlaka ama mutlaka başaracağız.”