Suat Kılıç: “Yenidoğan cinayet şebekesi sağlık sisteminin Susurluk Çetesi’dir”
Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Suat Kılıç, partisinin genel merkezinde gerçekleştirilen Haftalık Olağan Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısının ardından basın mensuplarına gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
“Yenidoğan Cinayet Şebekesi sağlık sisteminin Susurluk Çetesi’dir”
Yenidoğan Cinayet Şebekesinin yargılandığı davaya ilişkin konuşan Kılıç, “Örgüt yöneticileri yargılanırken eş zamanlı olarak Türkiye’nin sağlık sistemini yönetenlerinin bu yargılamalardan vareste tutulması kabul edilemez. Yenidoğan cinayet şebekesi Türk insanın sağlık sistemine olan güvenini sarsmıştır. Cinayet şebekesi Türkiye’de yer altındaki bazı cinayetlerin buz dağının görünen kısmı olarak aydınlanmasına yaramıştır ama herkes hakkınca hakim karşısına çıkarılmadıkça bu cinayet şebekelerinin arkası gelecektir. Yenidoğan cinayet şebekesi sağlık sisteminin Susurluk Çetesi’dir. Devlet ve yargı bütün unsurlarıyla bu çetenin bütün bireylerini tepeden tırnağa hakim huzuruna çıkarmak ve parmaklıkların ardına göndermek zorundadır. Yeniden Refah Partisi olarak gözümüz Yenidoğan Cinayet Şebekesi davasının üzerindedir. Sağlık bakanı dahil sorumluluğu olan herkes bu çetenin yargılanmaları kapsamında hesap vermek mecburiyetindedir.” ifadelerini kullandı.
“Devlet isterse bahis çetelerin alayını bir gecede karanlığa gömebilir”
Artan yasa dışı bahis siteleri ve sanal kumar sorununa değinen Kılıç, “Kumar başlı başına bir ahlaki sorun. Çürümüşlük ve kokuşmuşluk hali ama maalesef ülkemizde kumarın bir yasal olanı var ce yasadışı olanı var. Ta ki yasal kumar, yasa dışı kumarın da tetikçisi oluyor. Reklamını yapıyor, yayıyor ve yaygınlaşmasına sebep oluyor. Devlet istediği takdirde Bilgi Teknolojileri Kurumu üzerinden yasadışı kumar operasyonların tümünü, sitelerin tamamını, çetelerin alayını bir gecede karanlığa gömebilir. Devletin elindeki imkanlar bunun için yeterlidir. BTK bunu yapmaya muktedirdir. Sosyal toplumsal olaylarda bile, afet zamanlarında bile karartma yapabilen, interneti yavaşlatabilen, sosyal medya mecralarına erişimi durdurabilen devletimizin sanal bahis, yasadışı kumar çeteleri siteleri ile mücadelede aciz duruma düşmesi kabul edilebilir bir durum değil. Devletimizi çocuklarımızı, nesillerimizi bu sanal bahisten korumaya ve BTK hareketiyle bir gecede bu olayı durdurmaya davet ediyoruz” diye konuştu.
“İktidara yakışan verdiği sözü tutmaktır”
Atanamayan öğretmenlerin sorunlarını dile getirerek yapılması gerekenleri ifade eden Kılıç, AK Parti iktidarının seçim sürecinde mülakatın kaldırılacağı yönünde verdiği sözü tutması gerektiğini belirterek şunları söyledi:
“Türkiye’de atanamayan öğretmenler meselesi var. Eğer öğretmen okulundan mezun olup da atanamayan gençlerimiz öğretmen fazlası olarak görülüyorsa YÖK sistemi üniversitelerle masaya oturmalı ve Eğitim Fakültelerinin kontenjanlarını azaltmalıdır. Devletin açtığı kontenjanlara güvenerek üniversite tercihi yapan, programa yerleşen, anne baba parasıyla kıt kanaat imkanlarla diplomasını alan, sonra atanıp hayatını kurmaya çalışan gençlerimizin atanamama kriziyle karşı karşıya kalması devletin gençlerin geleceğini yok saymasıdır. İhtiyaç fazlası mezun verilmemeli, verilen mezunlar da mutlaka eğitim sistemi içinde atanmak suretiyle değerlendirilmelidir. Seçimlere istinaden iktidarın mülakatı kaldırma sözü bir toplumsal beklenti haline gelmiştir. Mülakata kaldıracağız diyen AK Parti’ye düşen lafı eğip bükmeden, mülakatları kaldırmasıdır ve yazılı sınav sonuçlarına göre kamuya atmaktır.”
“Türkiye’de asgari ücret 35 bin lira olmalıdır!”
Artan enflasyon karşısında asgari ücretlinin yaşadığı sıkıntıları aktaran Kılıç, partisinin asgari ücret teklifini yineleyerek, şöyle konuştu:
“Ülkemizde enflasyon aldı başını gidiyor. Sayın Mehmet Şimşek yönetimindeki ekonomi idaresi alınan tüm önlemlere rağmen, en fazla faiz artırımlarına rağmen enflasyonu düşürmek yerine artırmayı başarabilen yepyeni bir vizyon ve ekonomik anlayışıyla görevlerinin başındadır. Yüzde 38 civarında aldıkları enflasyon bugün yüzde 48’lere dayanmış bulunmaktadır. Türkiye gıda enflasyonunda OECD ülkeleri arasında birinci, Avrupa ülkeleri arasında birinci, dünya genelinde sadece ikinci ülke durumundadır. Birinciliği Arjantin’e kaptırmışız. Böylesi vahim bir tablo karşısında asgari ücret için telaffuz edilen yüzde 25 artış kabul edilebilir bir artış değildir. Asgari ücret için yüzde 25’i düşünenleri akıllarını başına almaya, doğru hesap kitap yapmaya, Türkiye’nin enflasyon gerçeğini göz önünde bulundurmaya davet ediyoruz. Türkiye’de asgari ücret 35 bin TL olmalıdır. Çünkü yoksulluk sınır 70 bin liraya dayanmıştır. İki asgari ücretli bir haneyi ayakta tutmaya çalışıyorsa 35 bin liradan ikisinin maaşı 70 bin liraya ulaşmalı ve hane halkı geliri yoksulluk sınırına yaklaşmalıdır”
“MSB, Teğmenler meselesini yönetememiştir”
Bir gazetecinin Kara Harp Okulu mezuniyet töreninde kılıç çekerek yemin eden teğmenlere soruşturma açılmasına ilişkin sorduğu soruya Kılıç, şu cevabı verdi:
“Milli Savunma Bakanlığı’nın yaptığı son açıklamaya baktık. Açıklamaya göre teğmenler bu yemini yapabilmek için komutanlarından izin istemiş ama izin verilmediği halde bu yemin eylemini gerçekleştirmişler. Biz burada hukukun ve hakkaniyetin gereği olarak dediğimiz şey şudur; Ortada bir disiplinsizlik suçu varsa sadece kuralları ihlal eden teğmenlerin değil onlarla birlikte sıralı amirlerinin de hesaba çekilmesi lazım. Disiplinsizlik tek taraflı olacak bir şey değildir. Disiplinsizliğin teğmenlere bakan bir yönü varsa, sıralı amirlere bakan okul yöneticileri boyutunda da bir yönü bulunmaktadır. Bu yönü ile ele alınması lazımdır. Ve bununla birlikte teğmenler meselesi Türkiye gündemini fazlasıyla meşgul etmiştir. MSB burada doğrusu gündem yönetememe sorunu ile de karşı karşıyadır. İlk günden yapması gereken ‘disiplinsizlik ve izin istendi verilmedi’ açıklamasını olayın üzerinden neredeyse bir aydan fazla zaman geçtikten sonra yapmışlardır. MSB’nin yıpratılması sadece MSB ve Türk Silahlı Kuvvetlerini ilgilendiren bir mesele değil hepimizi ilgilendiren bir meseledir. Ülkemizin jeopolitik konumu, silahlı kuvvetlerimizin yüksek moralli, siyasetten uzak olmasını gerekmektedir.”