- Merhabalar Cüneyd Bey bizle sizleri iyi ve yakın tanıyoruz ancak okuyucularımızın bilmesi için öncelikle kendinizi nasıl tanımlarsınız, bu soruyla başlayalım.
Hukukçuyum. 20 yıldır Şanlıurfa’da avukatlık yapıyorum. Ayrıca hakemlik ve arabuluculuk faaliyetlerinde bulunuyorum. Türkiye genelinde ve Şanlıurfa’da birçok STK’nın kuruluşunda bulundum. İnsan hakları, kentli hakları, internet, imar, ihale ve belediye hukuku alanlarında uzmanlığım bulunmaktadır. Bu konularda yazdığım kitaplar bulunmaktadır. Son olarak birlikte Türk İnternet Medya Birliği’ni kurduk. Cumhurbaşkanımız 2023 mart ayında onay verdi. Bu bağlamda İnternet medyası ve güvenli internet alanlarında çalışıyorum. Türkiye Kent Konseyleri Birliğinde bulunuyorum bildiğiniz üzere. Bu vesile gitmediğim çok az il kaldı. Tümünün belediyesi ile ortak projeler yürüttük. Danışmanlıklar verme imkanım oldu. Belediye konusunda İmar Kirliliğine Neden Olma, Büyükşehir Modeli ve İdare Hukuku kitaplarını yazdım. Bu alanda birçok yazım yayınlandı. Televizyonlarda evlerinize konuk olan birisiyim. Hukuki yorumlar ve güncel değerlendirmeler yapıyorum. Star Gazetesinde haftada iki gün yazı neşrediyorum.
- Neden şimdi siyasete giriyorsunuz veya siyasete girmeyi neden düşündünüz?
Hukukçu kimliğim ve uzmanlıklarım sayesinde bir birikim elde ettiğimi düşünüyorum. Sivil toplum çalışmalarım kapsamında elde ettiğim ciddi bir deneyim oldu. Uzman olarak yer aldığım projeler ile meseleye nasıl bakılmasını kavradığımı düşünüyorum. Ülkemizin her yeri bizim ancak doğduğu ve yaşadığı şehir bir başkadır insan için. Ata toprağım olan Şanlıurfa’nın şehircilik anlamında nasıl gelişeceği konusunda hep düşünürüm, araştırırım, yazarım. Siyasetin ve yerel yönetimlerin şehrim hakkında edindiğim vizyona katkı sunacağını biliyorum. Böylece Şanlıurfa’nın ileri dünya şehirleri arasına girmesini sağlamak, şehrin önünü açmak için Büyükşehir belediyesine adaylığımı açıkladım. Büyüklerimden, siyasetçilerimizden ve yöneticilerimizden aldığım destekle de başvurumu yaptım. Bunca zaman Urfa için kurulan hayallerin ve yönetim açısından dünya şehirleriyle yarışır hale gelmesi işin gerekli donanıma sahip olduğumu biliyorum. Umarım hep birlikte katılımcı, şeffaf ve dinamik bir yönetim anlayışını bu kadim şehre armağan edebilirim. Ve bu yaklaşım diğer şehirlere de örnek olur.
- Belediye başkanlığını da bunun için seçtiniz o zaman.
Pek tabi. Sorunlara doğrudan dokunmak ve çözümü yerelde derhal yerine getirebilme kabiliyeti önemli. Bunun birçok nedeni var ancak en temel sebep bu alanda uzun süredir çalışıyor olmam. Türkiye Kent Konseyleri Birliği aracılığı ile Belediyeler Birliği başta olmak üzere birçok belediyenin çalışmalarında bulundum. Türkiye genelinde birçok belediyeye hukuk danışmanlığı yapıyorum. Yayınladığım eserler bir çok kişiye rehberlik yapıyor. Yine alan yönetimi, kültür varlıklarının korunması konularında birikim edindim. Tüm bunların şehrime yansımasını ve etkilemesini istiyorum. Bunun en doğru yolu belediye başkanlığıdır.
- Bir örnek yönetimden bahsettiniz bu nasıl olacak, vizyonunuz ne?
Öncelikle yetkilerin tümünü bir yer de toplamayacağız. Halka ve ilgisi olan toplum tarafından itibar edilen insanlara danışacağız. Toplumun hiçbir kesimi dışlamayacağız, onların sorunlarını benimseyip çözmek zorundayız. En temel sorunlardan birini çözerek bir yönetim kültürü oluşturmayı planlıyorum. Bu temel sorunun da işleri delege edememek, tüm sorumluluğu ve yetkiyi tek elde tutmaya çalışırken işleri kilitlemek ve iyi ekip kuramamaktan kaynaklı güvene dayalı yönetim anlayışı oluşturamamak olduğunu düşünüyorum. Bizi eleştirenin kıymetini bileceğiz. Vizyonumuza gelince. Bunun kapsamı biraz geniş. Urfa için “hayal ettiklerim” belirleyecek bu çerçeveyi. Sadece benim değil şehirle ilgili derdi olan ve samimi olan herkesin ufkuna ve hayallerine göre bir yön çizmek zorundayız. Başkanlar göreve geldikten sonra “en doğru” bilgi kendilerinde sanıyorlar ama o iş öyle değil. Akıllı insan sadece kendi aklına güvenmez, daha akıllı insanlardan da faydalanır. Bu açıdan şehrin tüm imkanlarını kullanmasını sağlamak istiyorum. Dünya ölçeğinde gündeme gelebilecek bir potansiyelimiz var. Tarım konusunda dünyanın devi olmamız için biraz gayret ve inanç yeterli olacak. Aynı durum Turizm için de geçerli. Elimizdeki envanter çok büyük. Bir hazinenin üstündeyiz. Tüm unsurlarıyla hedefe kitlenmiş bir Urfa istiyorum…
- Dinamik, katılımcı ve şeffaf yönetim derken kastınız nedir?
Urfa tarihin en eski şehirlerinden. Hatta en eski şehri diyebiliriz. Bu bir güç. Hem düşünce hem de başarabilmenin altın gücü. Ama bunun en genç şehirlerden biri olan Urfa’nın diğer bir yönüyle gençliğiyle yani dinamizmiyle buluşması lazım. Yaş ortalaması 20 civarından. Bu bir dinamizm getiriyor. Hareket var şehirde. Bunu doğru mobilize etmek lazım. Bu da “güç” demek. Güçlü bir gelecek için şehrin tüm unsurlarının aynı hedefe kilitlenmesi gerekiyor. Burada “sen-ben” tartışmasını geride bırakmak ve proje odaklı çalışmak lazım. Süreci ve sonucu belli olan bir yol yürüme biçimi. Bunu belediyenin yönetimine yerleştireceğiz ve bu şehri etkileyecek.
Dinamizmi sağlayıp istişareyi unutmamak gerekiyor. Vatandaşın tercihini seçim yaklaşınca hatırlamamak gerekiyor. Bir adım atarken ilgililerine sormak ve kararı ona göre vermek lazım. Belediyeye erişimi kolaylaştırmak lazım. Dijital yollarla tepkileri ve talepleri ölçebiliriz. Sivil toplum danışma organı olmalı. Bu da katılımcı yönetim demek. Artık çağ ilerledi. Dijital platformlar ile halkın talebini ve tepkisini ölçmek mümkün.
Şeffaflık konusuna gelince, bence şeffaflık sorulmadan bilgi vermek demektir. İki temel konuda size sorulmadan bilgileri yayınlıyorsanız sorun çözülür. Bunlardan ilki imar. Nereler imara girecek bunu açık bilinir biçimde yapmak gerekiyor. İkincisi nereye ne harcandı, gelecek yıl ne yapılacak, gelirler, giderler yani bütçe. Bunun dışında yapılacakları, büyük projelerin ihale süreçlerini de halkın bilgisine sunmak önemli olacaktır. Mesela Dilekçe Hakkı çerçevesinde yapılan başvuruların tamamına net bilgiler vermek gerekiyor. Bu bize şeffaflık sağlayacak.
- Büyük projeler olarak ne düşünceleriniz var sizin?
Sadece Şanlıurfa için değil tüm illerin artık ikinci yüzyılda merkezi idarenin potansiyelini ve hedeflerine göre adım atması gerekiyor. Benim en büyük projem şu “Şanlıurfa için birisi iyi bir şey yapmak istiyorsa amasız, fakatsız, pazarlıksız biçimde bu kim olursa olsun yanında duracağım”. Bunu tüm şehir görecek. Aslında siyasi çekişmeler, yetki krizleri ve rol kapma çabaları tüm şehirlerin sorunu bunu çözmenin en doğru odağı proje odaklı çalışmak ve yerel aktörlerin tümünün hakkını teslim etmekten geçer. Urfa’nın ciddi bir Turizm Bölgesine ve Enerji Bölgesine ihtiyacı var. Çalışmaları başlayan bu işler akim kalıyor. Bu projelerin hayata geçirilmesi için ciddi irade ortaya koyacağız. Konut fiyatlarında Türkiye’deki artıştan bağımsız ve yüksek oranda bir artış var. Bunun için tedbirler uygulanmak zorunda. Yeni bir şehir derhal hayata geçmeli. Bir çok yönüyle proje taslakları olan ama akim kalan süreçler var bunların hayata geçmesi lazım. Eğitim alanında öğrencilerin çalışabileceği ve derslerini takviye edeceği mekanizmalara ihtiyaç var. Ulaşım ve imar konusunda Türkiye’nin en iyi kent bilimcileri ile yeni bir programlama yapmak gerekiyor. Gençler için dijital ofisler ve kodlama garajları olmalı… Projeler ve planlar çok. Urfa ikinci yüz yıl rüzgarını yakalayacak bu sayede eminim.
- Aday olduğunuz büyük bir görev. Urfa gerçekten büyük bir şehir. Urfa’yı tek kelime ile özetleyin desem ne dersiniz?
Potansiyelini açığa çıkaramamış, uyuyan bir dev olarak görüyorum Urfa’yı.
Teşekkür ederiz Cüneyd bey.
Ben bu fırsat için şahsınızda Birlik Haber Ajansı ailesine teşekkür ederim.