Uyanın artık tek din, tek devlet Kudüs Başkentli tek dünya düzenini korumak için bütün Orta Doğu ‘yu yakıp yıkan karşı duran liderleri bir şekilde öldürten bu acımasız diktatör düzene kim ve kimler dur diyecektir.
Evet değerli okurlarım ben bu köşemden tam 15 yıldır anlatıyor ve yazıyorum benim 15 yıl önce anlattıklarım bugün birer birer gerçekleşiyor. Bir önceki yazımda 1990lı yıllarının ilk CEO’su baba Bush’ muydu diye sormuştum peki niçin böyle bir soru sormuştum, biraz ipucu vermeye çalışacağım.
ABD 1776 yılında kurulurken o zamanki ABD’nin bütün halkı İngilizlerden ayrılan halktı İngiliz kraliyet ailesi yeni kurulacak ABD’nin yüzölçümünün çok büyük olduğunu, yarın ABD’nin daha da büyüyüp bütün dünyanın başına sorunlar çıkartacağını gördü. 1776 yılında Yakup peygamberin soyundan gelen İsrail oğulları ve Yahudi Almanya’nın Bavyera eyaletinde johann adam weisgaupt ve on kişiye illuminati Yahudi örgütünü kurdurdu. Bu örgütün tüzüğüne ise ABD’de seçilen her başkanın örgüte üye olma şartını koydurdular. ABD’de bunu kabul etti ve ABD’de seçilen her başkan bu örgüte üye oluyordu. Üye olmayan üç başkan öldürüldü. Trump ben ABD’nin 7 trilyon Dolarını götürüp Ortadoğu’ya gömmem dedi ve Trump ikinci kez seçilemedi ardından başına gelmeyen de kalmadı.
Bunları niye anlatıyorum Yakup Peygamberin oğulları Yusuf’un kendilerinden daha yakışıklı olduğu ve babasının Yusuf’u daha çok sevdiği için kendi kardeşlerini kuyuya atmadılar mı? bugün piramidin tepesi şirket aynı soydan geliyor. 1776 yılında kurulan ABD’nin, bu şirketin üstünde olmaması için illuminati Yahudi örgütünü kurduruyor ve ABD’yi bu örgüte bağlıyor. 1776 yılından sonra Osmanlı yavaş yavaş erimeye başlıyor ta ki birinci Dünya Savaşı’na kadar İllüminatinin tüm planları tıkır tıkır işliyordu. 19 Mayıs 1919’da Mustafa Kemal tehlikeyi görüyor ve her türlü riski göze alıp Samsun’a çıkartmasını yapıyor. İşte Ortadoğu‘da yıldız gibi parlayacak, Türkiye’de vatanı için canını verecek yeni bir lider çıkıyor. Bu lider Mustafa Kemal Atatürk’tür. 19 Mayıs’ta Samsun’a giderken dönemin padişahı Mehmet Vahideddin hemen Samsun’a Mareşal Fevzi çakmağa bir perke yani posta gönderiyor ve Mustafa Kemal’i tarif ediyor. Padişah Mareşal’a Mustafa Kemal’in miting yapacağını Mustafa Kemal’i konuşturmadan asılmasının talimatını veriyor. Mareşal Fevzi Çakmak ülkemizin her geçen gün eridiğini görüyor ve bir şey yapamıyor. Mustafa Kemal Atatürk Samsun’da konuşmasına başlıyor Mareşal Fevzi Çakmak Atatürk’ün konuşmalarını dinleyince Padişah’tan gelen emri cebine koyuyor ve Mustafa Kemal Atatürk’e “Ben ve benim komutanlarım senin arkandayız” diyor ve Atatürk ilk meşaleyi yakıyor.
Atatürk’ün kararlı ve çok başarılı adımlar atacağını gören piramidin tepesi şirket, 14 Haziran 1926 yılında İzmir’de Atatürk’e suikast düzenletiyor, Atatürk bütün bu zorluklara rağmen Türkiye’nin bağımsızlığını kazanmasını sağlıyor ve sınırlarımızı çizmiş özgür bir ülke konumuna getirdiği için piramidin tepesi Atatürk’ün önünü kesmek isteyerek, ABD’li General Chester’ı görevlendiriyor. Yeni bir anlaşma hazırlatıyorlar ve hazırlanan bu anlaşma Mustafa Kemal’in önüne imza için götürülüyor. Mustafa Kemal anlaşmayı okuyunca anlaşmayı yırtıp çöpe atıyor ve ben vatan haini değilim diyor. Piramidin tepesine boyun eğmeyen Atatürk’ün ölümü de elbetteki şaibelidir. Atatürk’ten sonra Menderes diye bir lider çıkıyor Menderes IMF’den kredi almadığı ve piramidin tepesine boyun eğmediği için darbe yaptırılıp Menderes ve ekibi astırılıyor. Menderes’ten sonra doksanlı yıllarda Özal geliyor, Özal bütün oyunların Orta Doğu’da Kürtlerin üzerinden oynandığını görüyor ve Kürtlerle olan sorunlarımızı çözmek için yola çıkıyor. Özal’ın en yakınlarında olan ve bütün Ortadoğu‘daki sorunları bilen Uğur mumcu, Eşref Bitlis, Adnan Kahveci gibi Özal’ın en yakın arkadaşları öldürülüyor ve Özal yalnızlaştırılmaya çalışılıyor. Özel bunlara da boyun eğmeyince Kartal Demirağ ile tehdit ediliyor ve akabinde Özal’da evinde şaibeli şekilde hakkın rahmetine kavuşuyor. Özal’dan sonra Mesut Yılmaz geliyor, Mesut Yılmaz dik durmak isterken Budapeşte’ye götürülüp ağzı burnu kırılıyor devamında Çiller hükümet oluyor Çiller’e de devalüasyon yaptırılıyor. Erbakan geliyor ölümle tehdit ediliyor. Erbakan’dan sonra Ecevit geliyor Ecevit hastahanelerde zorla öldürülmeye çalışılıyor. Piramidin tepesi bu tehlikelerle Türkiye’yi susturduğunu zannederken bu kez de Recep Tayyip Erdoğan hükümete geliyor. İsrail’e yapılan bütün istihbarati bilgi akımını kesiyor. 2009 yılında Davos’ta İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres’e bütün dünyanın gözü önünde “Siz katilsiniz masum çocukları öldürmeyi çok iyi bilirsiniz” diyor. Erdoğan’ın bu çıkışı piramidin tepesini çılgına çeviriyor ve baş CEO’su olan ABD’ye talimat veriyor, Ortadoğu‘da büyük İsrail devletinin kurulabilmesi için baba Bush‘un 1990’lı yıllarda başlattığı Irak operasyonu ile Irak’ın parçalanması, ardından Libya, Suriye, Mısır gibi ülkeleri tek tek dağıttıktan sıra İran ve Türkiye’ye geliyor.
İran ve Türkiye İslam ülkesi olduğu için karşı İslam ülkesi olan Filistin’e Gazze’ye İsrail’i saldırtıyorlar. İsrail, Filistinleri öldürürken Müslüman ülkesi olan İran ve Türkiye’nin İsrail’e saldırmasını bekliyorlar çünkü üçüncü dünya savaşını çıkartma planlarını yapıyorlar. Ancak Türkiye çok soğukkanlı giderken İsrail İran’ı hedef alıyor. Çünkü İran Cumhurbaşkanı Reisi Ortadoğu‘da barış sağlanması için daha önce Zengezur koridoruna karşı çıkılmasına rağmen son günlerde Aliyev’le çok samimi pozlar veriyor. Reisi’nin Türkiye gelip Türkiye’de bir çok anlaşmalar imzalaması, bir barış ışığının parlaması, piramidin tepesini rahatsız ettiği için önce en değerli komutanları olan Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani’nin öldürülmesi, sonra Suriye’de İran Konsolosluğu‘nun vurulması ve iki generalin ölmesi karşısında İran hiçbir şey yapmayınca, sıra Reisi’ye geliyor. Reisi’nin ölümü Türkiye’de eşref Bitlis’in uçağının düşmesinin aynısı oluyor. Çünkü Eşref Bitlis’in uçağının kalkmadan beş dakika önce Kazım Çillioğlu uçaktan indiriliyor ve daha sonra konuşmasın diye intihar süsü verilerek öldürülüyor. Şimdi Reisi’nin helikopterine binerken koruması niçin indirildi? Koruması helikopterin düşeceğini biliyor muydu? İnşallah bu işin altından İran dini lideri Hamaney‘in parmağı çıkmaz. İnşallah Piramidin tepesi Hamaney’i tehdit etmemiştir veya teslim almamıştır. İşte o zaman üçüncü Dünya Savaşı kaçınılmaz olur. Piramidin tepesi Şirket’in CEO’su İsrail’e “tavşana kaç, taziye tut” misali hem karşı çıkıyor, hem de her türlü desteği veriyor ve vermek zorundadır. Çünkü piramidin tepesi ne isterse ABD’de İsrail’de onu yapmak zorundadır.
Ben buradan tüm dünyaya ve uluslararası mahkemelerine sesleniyorum. Bütün mahkemelerde İsrail’in suçlu olduğu ve cezalandırılması isteniyor, İsrail niçin cezalandırılmıyor? Niçin yaptırımlar yapılmıyor ? İsrail’e birileri dur demiyor? Kim dur diyecek, dur diyecek yok mu? Bu soykırım ne kadar devam edecek? Bu soykırım durana kadar ben sormaya devam edeceğim.