Ali PALA
Köşe Yazarı
Ali PALA
 

TÜRK POLİSİNE TÜRK ASKERİNE KURŞUN SIKAN HAİNLER İÇİN İDAM KARARI ÇIKARILMALIDIR

Türk polisine Türk askerine kurşun sıkan hainler için idam kararı çıkarılmalıdır aksi takdirde teröristler gidip polisimizi şehit edip 3-5 sene yatıp çıkıyorlar bunun bir örneği Çağlayan adliyesi saldırısıdır. Ülkemiz coğrafi konumu, zenginlikleri nedeniyle daima egemen güçlerin işgal planlarında yer almıştır almaya da devam edecektir. Günümüzde işgal planları adını vekalet savaşlarına bıraksa da tek dünya düzeni kurmak isteyen Yahudi güçler her daim maşa bulmaya devam ettiler edeceklerdir. Çağlayan Adliyesinde yapılan terör saldırısında DHKP-C terör örgütünün tekrar gün yüzüne çıktığını görüyoruz. Biz polisimize askerimize vatandaşımıza kurşun sıkan teröristlere gereken idam cezasını vermedikçe daima maşa bulmaya devam edeceklerdir. Bu hafta ülkemizde terör örgütlerinin tarihçesini Fetö terör örgütü özelinde incelerken, terör örgütlerini ortaya süren İlluminati Yahudi örgütünün niyetlerini ortaya çıkaracağız. 1923 yıllarında Türkiye’de büyük değişimler olmuştur. Ülkemizdeki parazitler peyderpey temizlenmeye başlanmıştır. 1930 yıllarına kadar Türkiye özüne dönmeye başlamıştır. Ancak bu yıllarda İzmir’de tamamen yerleşmiş bir Yahudi topluluğu vardı. Bu Yahudi topluluğuna ek olarak Selanik’ten gelenlerde İzmir’e yerleşmişlerdi. İzmir’ de kestane pazarında bir Yahudi topluluğu oluşturuldu. Dünyanın hiçbir yerinde göremeyeceğiniz kadar İzmir’ de bulunan bu Yahudi grupları ben başkasının Havra’ sına gitmem diyerek kendi havralarını yaptılar. Havra Yahudiler için ibadethane demekti. Yahudiler ’de İzmir’de başka dinlerin ibadethanelerine gitmeyip kendi ibadethanelerini kurdukları için İzmir’in dışında, Kudüs dâhil dünyanın hiçbir ülkesinde bu kadar yanana gelmiş çok sinagog göremezdiniz. Bu yüzden o yıllarda İzmir’e küçük Kudüs denilmekteydi. Bunu fırsat bilip ülkemize hırlayıp diş geçiremeyen dış güçler yani ABD ve İlluminati Yahudi örgütü, Türkiye’deki umudu olan Fethullah Gülen’i İzmir kestane pazarında o dönem harabe halde bulunan Camii ye atadı. Hemen 1967 yıllarında Ahmet Ağa tarafından bu Camii onarıldı ve günümüze uygun hale getirildi. Gülen ise bu camide göreve başladı. Çünkü bu Camii Yahudilerin Sinagoglar’ının sırt sırta verdiği bir bölgede bulunmaktaydı. Aynen Fetö gibi sahte yüzlü Sebatay Sevi’de 1966 yılında kâğıt üzerinde Müslüman olmuş ve canını kurtarmıştı ancak bu Müslümanlığı kâğıt üzerindeydi. Bu sahte Müslüman müsveddesinin evinin sokağının başına bu Camii yapıldı. Dönemin zaptiyeleri Sevi’nin canını kurtarmak için kâğıt üzerinde Müslüman olduğunu anlamışlardı ve Sevi’yi yakın takibe almışlardı. Sevi ve Sevi’nin yakınları Türklerin gittiği Camii ’ye gidip geliyorlardı. Amaçları Türkleri inandırabilmekti. Sevi’den önce yine ABD ve İlluminati Yahudi örgütü Türkiye’yi dini duygularıyla yıkmak için Şeyh Said diye bir din adamını Türk milletine sundu. Sahte dinci Şeyh Sait belirli bir süre din adamı olarak Türk halkının beynini yıkamaya devam ederken, Gazi Mustafa Kemal Atatürk Şeyh Said’in sahte dinci olduğunu anladı ve idam edilmesine karar verdi. Şeyh Said idama giderken hâkim şu soruyu sordu; sen bu işe niçin ve neden girdin? Şeyh Sait ise şu cevabı verdi, ben bu işe neden ve nasıl girdiğimi bilmiyorum ama kullanıldığımı çok iyi anladım dedi. Şeyh Said’den ve Sevi’den sonra yine Türkiye’yi dini duygularıyla yıkmak için İzmir kestaneci pazarında Ahmet Ağa tarından Sinagogların ve Yahudilerin bölgesinde olan camiye Dönemin Vaizi olarak atanan Fethullah Gülen, Şeyh Sait’den de Sevi’den de tehlikeliydi. Fetö tarafından algı ile 1966 yılından 2010 yılına kadar her 10 kişiden 8 inde Fetö sempatisi oluşturulmuştu. Fetö’nün bir görevi vardı. Türkiye’yi dini duygularıyla birbirine düşürüp iç savaş çıkarmak. Her ülkenin her örgütün bir hesabı vardır fakat unutulan şey ise Allah’ında bir hesabının olduğudur. Fetö Türkiye’yi iç savaşa sokamayacağını anlayınca sahipleri darbe yapmasını emrettiler. Bu darbeyi yapmalarına Allah izin vermedi çünkü hem zaman hatası yaptılar hem de büyük türk milletinin darbelerden bıktığını ve önünde kimsenin duramayacağını hesap edemediler. Değerli okurlarım bu köşem sizlere sonuna kadar açıktır. Bana göndereceğiniz her belgeli habere ve bilgilere yer vereceğimden emin olabilirsiniz. Halka duyurmak istediğiniz her yazınıza yer vereceğim mail adresim;  hodrimeydan06@hotmail.com
Ekleme Tarihi: 08 Şubat 2024 - Perşembe
Ali PALA

TÜRK POLİSİNE TÜRK ASKERİNE KURŞUN SIKAN HAİNLER İÇİN İDAM KARARI ÇIKARILMALIDIR

Türk polisine Türk askerine kurşun sıkan hainler için idam kararı çıkarılmalıdır aksi takdirde teröristler gidip polisimizi şehit edip 3-5 sene yatıp çıkıyorlar bunun bir örneği Çağlayan adliyesi saldırısıdır. Ülkemiz coğrafi konumu, zenginlikleri nedeniyle daima egemen güçlerin işgal planlarında yer almıştır almaya da devam edecektir. Günümüzde işgal planları adını vekalet savaşlarına bıraksa da tek dünya düzeni kurmak isteyen Yahudi güçler her daim maşa bulmaya devam ettiler edeceklerdir. Çağlayan Adliyesinde yapılan terör saldırısında DHKP-C terör örgütünün tekrar gün yüzüne çıktığını görüyoruz. Biz polisimize askerimize vatandaşımıza kurşun sıkan teröristlere gereken idam cezasını vermedikçe daima maşa bulmaya devam edeceklerdir. Bu hafta ülkemizde terör örgütlerinin tarihçesini Fetö terör örgütü özelinde incelerken, terör örgütlerini ortaya süren İlluminati Yahudi örgütünün niyetlerini ortaya çıkaracağız.

1923 yıllarında Türkiye’de büyük değişimler olmuştur. Ülkemizdeki parazitler peyderpey temizlenmeye başlanmıştır. 1930 yıllarına kadar Türkiye özüne dönmeye başlamıştır. Ancak bu yıllarda İzmir’de tamamen yerleşmiş bir Yahudi topluluğu vardı. Bu Yahudi topluluğuna ek olarak Selanik’ten gelenlerde İzmir’e yerleşmişlerdi. İzmir’ de kestane pazarında bir Yahudi topluluğu oluşturuldu. Dünyanın hiçbir yerinde göremeyeceğiniz kadar İzmir’ de bulunan bu Yahudi grupları ben başkasının Havra’ sına gitmem diyerek kendi havralarını yaptılar. Havra Yahudiler için ibadethane demekti. Yahudiler ’de İzmir’de başka dinlerin ibadethanelerine gitmeyip kendi ibadethanelerini kurdukları için İzmir’in dışında, Kudüs dâhil dünyanın hiçbir ülkesinde bu kadar yanana gelmiş çok sinagog göremezdiniz. Bu yüzden o yıllarda İzmir’e küçük Kudüs denilmekteydi. Bunu fırsat bilip ülkemize hırlayıp diş geçiremeyen dış güçler yani ABD ve İlluminati Yahudi örgütü, Türkiye’deki umudu olan Fethullah Gülen’i İzmir kestane pazarında o dönem harabe halde bulunan Camii ye atadı. Hemen 1967 yıllarında Ahmet Ağa tarafından bu Camii onarıldı ve günümüze uygun hale getirildi. Gülen ise bu camide göreve başladı. Çünkü bu Camii Yahudilerin Sinagoglar’ının sırt sırta verdiği bir bölgede bulunmaktaydı. Aynen Fetö gibi sahte yüzlü Sebatay Sevi’de 1966 yılında kâğıt üzerinde Müslüman olmuş ve canını kurtarmıştı ancak bu Müslümanlığı kâğıt üzerindeydi. Bu sahte Müslüman müsveddesinin evinin sokağının başına bu Camii yapıldı. Dönemin zaptiyeleri Sevi’nin canını kurtarmak için kâğıt üzerinde Müslüman olduğunu anlamışlardı ve Sevi’yi yakın takibe almışlardı. Sevi ve Sevi’nin yakınları Türklerin gittiği Camii ’ye gidip geliyorlardı. Amaçları Türkleri inandırabilmekti. Sevi’den önce yine ABD ve İlluminati Yahudi örgütü Türkiye’yi dini duygularıyla yıkmak için Şeyh Said diye bir din adamını Türk milletine sundu. Sahte dinci Şeyh Sait belirli bir süre din adamı olarak Türk halkının beynini yıkamaya devam ederken, Gazi Mustafa Kemal Atatürk Şeyh Said’in sahte dinci olduğunu anladı ve idam edilmesine karar verdi. Şeyh Said idama giderken hâkim şu soruyu sordu; sen bu işe niçin ve neden girdin? Şeyh Sait ise şu cevabı verdi, ben bu işe neden ve nasıl girdiğimi bilmiyorum ama kullanıldığımı çok iyi anladım dedi. Şeyh Said’den ve Sevi’den sonra yine Türkiye’yi dini duygularıyla yıkmak için İzmir kestaneci pazarında Ahmet Ağa tarından Sinagogların ve Yahudilerin bölgesinde olan camiye Dönemin Vaizi olarak atanan Fethullah Gülen, Şeyh Sait’den de Sevi’den de tehlikeliydi. Fetö tarafından algı ile 1966 yılından 2010 yılına kadar her 10 kişiden 8 inde Fetö sempatisi oluşturulmuştu. Fetö’nün bir görevi vardı. Türkiye’yi dini duygularıyla birbirine düşürüp iç savaş çıkarmak. Her ülkenin her örgütün bir hesabı vardır fakat unutulan şey ise Allah’ında bir hesabının olduğudur. Fetö Türkiye’yi iç savaşa sokamayacağını anlayınca sahipleri darbe yapmasını emrettiler. Bu darbeyi yapmalarına Allah izin vermedi çünkü hem zaman hatası yaptılar hem de büyük türk milletinin darbelerden bıktığını ve önünde kimsenin duramayacağını hesap edemediler.

Değerli okurlarım bu köşem sizlere sonuna kadar açıktır. Bana göndereceğiniz her belgeli habere ve bilgilere yer vereceğimden emin olabilirsiniz. Halka duyurmak istediğiniz her yazınıza yer vereceğim mail adresim;

 hodrimeydan06@hotmail.com

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yirmidortsaathaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
timbir - birlik haber ajansi