Adnan ÖZ
Köşe Yazarı
Adnan ÖZ
 

DUBAİ İZLENİMLERİMİZ

Geçenlerde gezi amaçlı Dubai’ye gitmiştik. Bütün gezilerimi kaleme almayı gelenek haline getirdim. Gözlemlerimi ve izlenimlerimi okuyucularımızla paylaşmayı görev edindim. Bazı ülkeler için yazdıklarım uzun olurken Dubai’yi tek yazı ile bitirdim. Yazılacak bir şey olmadığından değil gündem yoğunluğundan kısa tuttum. Dubai, BAE’in 7 Emirliğinden biri fakat en büyük ve en gözde emirlik. Dünya’da lüks ve şatafatın zirve yaptığı yerleşim yerlerinden biri. İkinci büyük emirlik ise başkent olan Abu Dabi. Diğer emirlikleri kıymeti harbiyesi olmadığı için olacak oralara götürülmedik. Bir gün Abu Dabi’yi dört gün de Dubai’yi gezdik. Dubai’de görülecek o kadar yer var ki görmediklerimiz gördüklerimizden fazladır sanırım. Dubai bize bir yer insan eliyle nasıl güzelleştirilir, nasıl ihya edilir göstermesi bakımından iyi bir örnek oldu. Zira biz Atakum için “Allah’ın bahşettiği bütün güzelliklere sahip fakat beşer eliyle bir güzellik yapılmadığı gibi bozmak için ne gerekiyorsa yapılmış.” diye defalarca yazmıştık. Dubai 1833 de kurulmuş. 1971 de İngiltere’den bağımsızlığını kurtarmış. 10 milyonluk BAE nüfusunun 3 milyon civarı insanı Dubai’de yaşıyormuş. Nüfusun sadece %17 si BAE mensubuymuş. Nüfusun % 53 ise Hintliymiş. ABD ve İNGİLTERE dahil hiçbir ülke insanına vatandaşlık vermemişler. Çalışma izni ile insanların ikametine izin veriyorlarmış fakat kurallara uymayan ve huzuru bozan herkes hemen sınırdışı (deport) ediliyormuş. Onun için herkes kurala uyuyor ve hiç huzursuzluk yaşanmıyormuş. Kuruluşundan petrol bulunana kadar küçük bir balıkçı kasabası hüviyetinde olan Dubai’de inci, mercan avcılığı da yaygınmış. 1960’lı yıllarda petrol bulunmuş ve 1969 yılında petrol ihracına başlamışlar. Sonra da bağımsızlıklarına kavuşmuşlar. Yönetim şekli emirliklerin federasyonu şeklinde ve mutlak monarşi ile gerçekleşiyor. Dubai şeyhi bir gün düşünmüş ve “Madem petrolün ömrü kısa, madem petrol geliri bir gün bitecek o zaman bir şeyler yapmak gerekir.” demiş ama bir taraf çöl bir taraf deniz ne yapabilirler ki? İşte burada turizm ve ticaret ile alternatif gelirler oluşturabileceklerini düşünmüşler. Turist çekmenin bir yolunun da dünyadaki EN’ler olduğunu bildikleri için ‘EN’ ne kadar fazla ise o kadar çok turist çekeceklerini düşünerek en yüksek bina, en büyük AVM gibi birçok projeyi yapmışlar. Ekipten bir arkadaş sohbet sırasında “Adamlarda para var da yapıyorlar.” diyerek bu yatırımları yapan aklı küçümsedi. Başka bir arkadaş da “Türkiye’de para yok mu? 100 yıllık Cumhuriyetiz. Yer altı ve yer üstü kaynaklar bakımından eksiğimiz yok fazlamız var. 100 yıllık milli geliri hesapla, yapılan işleri hesapla göreceksin gelirin en az yarısı israf ya da talan edilmiştir. Bizdekiler neden bırak 40 yılı daha yakın geleceği düşünüp bir şeyler yapmamışlar? Neden yeraltı kaynaklarımız değerlendirilmemiş?” diyerek diğerinin sözüne itiraz etti. Herkesin düşüncesine değilse bile düşünme hakkına saygı duyuyoruz fakat ülkemiz şuan olması gereken yerin yarısında bile değil. Alması gereken mesafenin yarısını bile alamamış. Bizi öyle bir zapturapt altına almışlar ki, bir ileri adım atsak iki geri itiyorlar. Maalesef insanımız bazı şeyleri görmekte ve algılamakta zorlanıyor. İnşallah Allah’ın ülkemize bahşettiği imkân ve güzellikleri milletin hizmetine sunacak liyakatli ve erdemli kişiler tarafından yönetiliriz. Bunu istemeye hakkımız olsa gerek!
Ekleme Tarihi: 20 Aralık 2023 - Çarşamba
Adnan ÖZ

DUBAİ İZLENİMLERİMİZ

Geçenlerde gezi amaçlı Dubai’ye gitmiştik. Bütün gezilerimi kaleme almayı gelenek haline getirdim. Gözlemlerimi ve izlenimlerimi okuyucularımızla paylaşmayı görev edindim. Bazı ülkeler için yazdıklarım uzun olurken Dubai’yi tek yazı ile bitirdim. Yazılacak bir şey olmadığından değil gündem yoğunluğundan kısa tuttum.

Dubai, BAE’in 7 Emirliğinden biri fakat en büyük ve en gözde emirlik. Dünya’da lüks ve şatafatın zirve yaptığı yerleşim yerlerinden biri. İkinci büyük emirlik ise başkent olan Abu Dabi. Diğer emirlikleri kıymeti harbiyesi olmadığı için olacak oralara götürülmedik.

Bir gün Abu Dabi’yi dört gün de Dubai’yi gezdik. Dubai’de görülecek o kadar yer var ki görmediklerimiz gördüklerimizden fazladır sanırım.

Dubai bize bir yer insan eliyle nasıl güzelleştirilir, nasıl ihya edilir göstermesi bakımından iyi bir örnek oldu. Zira biz Atakum için “Allah’ın bahşettiği bütün güzelliklere sahip fakat beşer eliyle bir güzellik yapılmadığı gibi bozmak için ne gerekiyorsa yapılmış.” diye defalarca yazmıştık.

Dubai 1833 de kurulmuş. 1971 de İngiltere’den bağımsızlığını kurtarmış. 10 milyonluk BAE nüfusunun 3 milyon civarı insanı Dubai’de yaşıyormuş. Nüfusun sadece %17 si BAE mensubuymuş. Nüfusun % 53 ise Hintliymiş.

ABD ve İNGİLTERE dahil hiçbir ülke insanına vatandaşlık vermemişler. Çalışma izni ile insanların ikametine izin veriyorlarmış fakat kurallara uymayan ve huzuru bozan herkes hemen sınırdışı (deport) ediliyormuş. Onun için herkes kurala uyuyor ve hiç huzursuzluk yaşanmıyormuş.

Kuruluşundan petrol bulunana kadar küçük bir balıkçı kasabası hüviyetinde olan Dubai’de inci, mercan avcılığı da yaygınmış. 1960’lı yıllarda petrol bulunmuş ve 1969 yılında petrol ihracına başlamışlar. Sonra da bağımsızlıklarına kavuşmuşlar.

Yönetim şekli emirliklerin federasyonu şeklinde ve mutlak monarşi ile gerçekleşiyor. Dubai şeyhi bir gün düşünmüş ve “Madem petrolün ömrü kısa, madem petrol geliri bir gün bitecek o zaman bir şeyler yapmak gerekir.” demiş ama bir taraf çöl bir taraf deniz ne yapabilirler ki?

İşte burada turizm ve ticaret ile alternatif gelirler oluşturabileceklerini düşünmüşler. Turist çekmenin bir yolunun da dünyadaki EN’ler olduğunu bildikleri için ‘EN’ ne kadar fazla ise o kadar çok turist çekeceklerini düşünerek en yüksek bina, en büyük AVM gibi birçok projeyi yapmışlar.

Ekipten bir arkadaş sohbet sırasında “Adamlarda para var da yapıyorlar.” diyerek bu yatırımları yapan aklı küçümsedi. Başka bir arkadaş da “Türkiye’de para yok mu? 100 yıllık Cumhuriyetiz. Yer altı ve yer üstü kaynaklar bakımından eksiğimiz yok fazlamız var. 100 yıllık milli geliri hesapla, yapılan işleri hesapla göreceksin gelirin en az yarısı israf ya da talan edilmiştir. Bizdekiler neden bırak 40 yılı daha yakın geleceği düşünüp bir şeyler yapmamışlar? Neden yeraltı kaynaklarımız değerlendirilmemiş?” diyerek diğerinin sözüne itiraz etti.

Herkesin düşüncesine değilse bile düşünme hakkına saygı duyuyoruz fakat ülkemiz şuan olması gereken yerin yarısında bile değil. Alması gereken mesafenin yarısını bile alamamış. Bizi öyle bir zapturapt altına almışlar ki, bir ileri adım atsak iki geri itiyorlar. Maalesef insanımız bazı şeyleri görmekte ve algılamakta zorlanıyor.

İnşallah Allah’ın ülkemize bahşettiği imkân ve güzellikleri milletin hizmetine sunacak liyakatli ve erdemli kişiler tarafından yönetiliriz. Bunu istemeye hakkımız olsa gerek!

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yirmidortsaathaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
timbir - birlik haber ajansi