TUSAŞ’a yapılan hain saldırıyı kınıyoruz. Şehitlerimize Allah’tan rahmet ailelerine ve milletimize sabır ve yaralılara acil şifalar diliyoruz. Bize göre bu hain saldırının bir değil birçok sebebi olabilir. Birincisi AB’ye alternatif çıkış arayışımız. İkincisi savunma sanayindeki müthiş çalışmalarımız ve üçüncüsü de oluşturulmaya çalışılan siyasi birliktelik iklimi.
Şanghay İş Birliği örgütü 2001 yılında kuruldu. BRICS ise 2009’da kuruldu. Aslında 1997 yılında Türkiye’nin öncülüğünde kurulan D-8 akamete uğratılıp kenara atılmamış olsa şuanda dünyanın en etkili birlikteliklerinden birisi olacaktı.
Yıllarca AB kapısında bağlı kaldık. Ne saldılar ne de içeri aldılar. Şimdi alternatifler arıyoruz. Bu manada Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın BRICS toplantısına katıldığı gün TUSAŞ’a yapılan saldırı tesadüf olabilir mi?
Yıllardır ülkemizde ve bölgemizde yaşananları görüyoruz, maalesef bizi bize bırakmıyorlar. Ne sararmamıza müsaade ediyorlar ne de yeşermemize izin veriyorlar. Sararırsak suluyorlar yeşerirsek buduyorlar. Bizden beklentileri sadece bize biçtikleri rolü oynamak.
Bu manada bize biçilen rolün dışına çıkarsak, örneğin D-8 kurmak gibi, D-8’e imza atan devlet başkanları ve Rahmetli Erbakan Hocamın başına gelenleri hatırlayalım. Aynısı ya da daha beteri ile bugünlerde karşılaşma ihtimalimiz olabilir.
Şimdi savunma sanayinde güzel çalışmalar oluyor. Malum çevrelerin rıza göstermeyecekleri atılımlar yapıyoruz. Savunma ve savaş sanayinde bağımlılıktan kurtuluyoruz. Alternatif birliktelikler için arayışlar içine giriyoruz. Tabii ki rahatsız olacaklar. Tabii ki kuklalarını devreye sokacaklar. Tabii ki ellerinden geleni arkalarına koymayacaklar. Bizler çok dikkatli ve aklıselim olmalıyız.
TUSAŞ saldırısını Sayın Devlet Bahçeli’nin terörist başı için söylediği sözlere bağlayanlar da var BRICS toplantısına katılmaya bağlayanda var. Dünyaya yön veren bu azgın ve arsız güruh bir taşla birkaç kuş vurmayı sever. Hatta derenin taşıyla derenin kuşlarını vurmayı da bilir. Bu saldırı da böyle okunabilir. Sonuca bakılınca bunu pekâlâ görebiliriz.
Sayın Bahçeli’nin terörist başı ile ilgili sözlerini tahlil etmeye çalışıyoruz. Emperyalistlerin oyununu bozmak akıl ve ileri görüş işidir. Sorumluluk almayı gerektirir ve hatta insanı tükürdüğünü yalama durumuna düşürebilir. Yani devlet yönetimi ve devletin bekası için şahsi hesaplar bir kenara itilebilir.
Biz de daha önce defalarca Mısır ve Suriye konusunda üzerimize oynanan oyunun bozulması için ilişkilerin başlatılması gerektiğini yazmıştık. Mısır ve Suriye ile ilişkilerin başlaması bölgede üzerimize kurulan oyunu bozacak ve lehimize gelişmeler olacak diye düşünüyoruz.
Ve fakat Sayın Bahçeli’nin çıkışını bu kapsama maalesef koyamıyoruz. Neden mi? Çünkü terörist başının affı milletin vicdanında yaralar açacaktır. Milletin devlete olan güvenini sarsacaktır. Bunca şehit ve gazimiz var. Bunu bu ailelere nasıl izah eder, nasıl savunabiliriz? Devlet Bahçeli’nin önerisi belki de devlet aklı ürünüdür fakat şu da bilinmeli bu sözler çok yüreği acıttı.
Terörist başının PKK ve PYD’ye silah bıraktıracak bir gücü olduğunu da düşünmüyoruz. Bu terör örgütlerini besleyen ABD silahları bırakın dese bile yarısı bırakmaz. Hayatı terörle geçmiş, terör yaşam biçimi olmuş insanlar bir söz ile bundan vaz geçer mi?
Kaldı ki biz PKK ve PYD terör örgütünü Kürtlerin temsilcisi olarak görmüyoruz. Öyle olsa bugün ülkemiz daha büyük sıkıntılara düçar olabilirdi. Kimsenin PKK, PYD ya da DEM Partiyi Kürtlerin tümünün temsilcisi gibi gösterme hakkı yoktur diye düşünüyoruz.