Serdar ARSEVEN
Köşe Yazarı
Serdar ARSEVEN
 

"Arsa yatırımı, en iyi yatırım" mış!

Bir arkadaş uzun yıllardır “arsa-tarla” piyasasını takip ediyor. Zamanında eline geçeni “toprağa” yatırmış, bu işte ustalaşmış. Şuradan şuraya kadar, buradan da buraya kadar kendisininmiş. Epeyce yeri de satmış. Oralarda, çevre sakinleri ile konuştum. Bana, “Şurası şu politikacının, bu politikacının…Şu genel müdürün, bu genel müdürün” diye teker teker saydılar, sormadığım halde. Bu türden muhabbetler pek ilgimi çekmiyor. Oralara, bir “köy havası” almak için gittim, bir sürü “bilgi” aldım işte, ister istemez.. “İnsanlar bu işlere epeyce kafa yoruyor, nereden arsa alınır, nereden tarla alınır… Hayatınız böyle”! deyince… “En iyi kazandıran yatırım aracı toprak, arazi!” diye karşılık verdi arkadaş. X Arsa, tarla işlerine meraklı arkadaşın verdiği rakamlar arsaya, araziye “bilinçli” yatırım yapanların çok büyük “rant”a kavuştuklarını gösteriyor gerçekten de… Büyük servetler oluşuyor, öyle, duran toprak üzerinden… Ben, bu işleri pek takip etmiyorum. Kimileri de “borsa”ya takmış kafayı, gözleri ekranlarda, “indi, çıktı, alsam mı, satsam mı?” Bugüne kadar tek hisse satın almadım, inanır mısınız, borsadan nasıl kâğıt alınır onu bile bilmiyorum!.. Borsa muhabbetine yakalandığımda da, konuyu hemen değiştirmeye çalışıyorum, çok sıkıcı mevzular. Satsaydık iyi olurdu, alsaydık iyi olurdu.. Arsa tarla işlerine meraklı arkadaşla muhabbete dönelim. O, büyük kazançlardan bahsedince… Ben, “EEEEE?” dedim. “EEEEE?” Ne oluyor, bu kadar çok kazanınca? “Hayatını garanti altına almış oluyorsun mesela!" -Ne güzel, ölüme çare!.. -Yok öyle değil tabii… Ama, mal canın yongası!.. Ak gün var, kara gün var… Ak akçe kara gün için!.. Para bir vasıta. Kazanmak da kötü bir şey değil elbette. Ben, kazanılan paranın ne kadarının “kültürel” faaliyetlere harcandığına bakarım. Güzel talebeler yetiştirmek çok güzel. Para buna vesile oluyorsa, işe yarar. Dünyayı gezip, görmek… Tanımak da çok güzel. Ben, epeyce zenginlerle karşılaştım yurt dışı seyahatlerimde. “Kültürel faaliyetlere” fazla ilgi gösterdikleri söylenemez. Gittikleri ülkenin tarihini, kültürünü, gelenek-göreneklerini, eğitim modelini, okullarını, çalışma hayatını, sivil toplum örgütlenmelerini, siyasetini merak eden pek yok. Daha çok, “alışveriş” işlerine yoğunlaşıyorlar! X Bizde, “arsa, arazi, borsa morsa, pop-top” işleri dışında merak edilen mevzu yok gibi. Ben, İstanbul’da Davutpaşa Ortaokulu’nu bitirdim. Sonrasında, lise kısmına devam etmek yerine, Sultanahmet Ticaret Lisesi’ne gittim. Davutpaşa Lisesi’ne devam eden ve mezun olan arkadaşlarım var. Bunlardan biri mesleğinde epeyce yükselmiş… Bizi de, “gazetecilik” faaliyetlerimizden dolayı takip ediyormuş. Kendisine, “Davut Paşa kimdir?” diye sordum. “Osmanlı paşalarından biridir herhalde!” diye karşılık verdi. Bizim arkadaş, diplomasında ismi yazılı olan "Osmanlı Devlet Adamı" hakkında hiçbir şey okumamış demek ki… Tarih öğretmenleri de, okula ismini veren “Paşa”yı tanıtmamış olmalı!.. Ne eğitim!.. Ankara’da Tunalı Hilmi diye bir semt var. Oranın eski esnaflarından biri ile konuşuyordum. “Tunalı Hilmi kimdir?” diye sorunca, karşılık alamadım. Hiç düşünmemiş, okumamış, araştırmamış!.. İstanbul’un Gaziosmanpaşa semtinde oturanların bir bölümü, meşhur “Plevne Marşı”ndan dolayı, oraya ismi verilen Kahraman’ı, Gazi Osman Paşa’yı az çok tanıyorlar. “Bayrampaşa” adlı semte ismi veriken Paşa’yı "tanıyan"a ise hiç rastlamadım! İstanbul’da Vefa Bozacısı var. Meşhur Bozacı. Semt, Bozacı’dan dolayı çok meşhur. Peki, Semte niçin VEFA ismi verilmiş? Bozacıdan dolayı mı?   Şeyh Vefâ’yı, kim, nereden bilecek? Niçin merak edecek? X Bizim mekânla ilişkimiz “rant” ile sınırlı gibi… Bundan dolayı da, hep yeni “rant” alanlarına yöneliyoruz!.. Üniversiteli sayımız 10 milyonu buluyor ya… Her yerde üniversite var, küçük ilçelerimizde bile… Ne yazık ki, üniversitelerin “kondurulduğu” yerlerde kitap okuyanların sayısı artmıyor. Yeni yeni kitapçı dükkânları açılmıyor, öğrencilerin çokluğundan dolayı… Ya ne oluyor? Yeni yeni rant alanları açılıyor, gayrimenkullerin fiyatları yükseliyor, kira geliri olanların gelirleri katlanıyor.. Yaşasın eğitim! X Sonra? Sonrası “Tik Tok” işte!... Çoğunluk için ise, “FACE”! Geçenlerde “çok zenginleşmiş” bir eski arkadaşın paylaşımını gördüm. Eşine “sıfır” araba çekmiş… “Yakışır!” diyenlere selâm olsun!.. X Hal böyle… Mezarlık ziyareti dönüşünde, arkadaşlarıma, “Bugün atalarımızın 500 sene önce inşa ettikleri muhteşem eserlerle övünüyoruz. Bundan beş yüz sene sonra, bizim nesillerin hangi eseriyle övünecek acaba torunlarımız!” diye sordum. Arka koltuktan gelen karşılığa bakın: “Süleymaniye gibi eserleri kast ediyorsan, oralara hayalimiz bile erişmez. Onlar çok gerilerde kaldı. Hatta bir şey söyleyeyim mi; Orhan Gencebaylar’ın, Ferdi Tayfurlar’ın, Barış Mançolar’ın eserleri bile çok gerilerde kaldı!” x “Yaşasın imara yakın tarlalar!” diyelim o zaman! Malûm, arsa, tarlaya yatırım, en iyi yatırım. “İnsana yatırım”ın “getirisi” mi var?
Ekleme Tarihi: 25 Ağustos 2024 - Pazar
Serdar ARSEVEN

"Arsa yatırımı, en iyi yatırım" mış!

Bir arkadaş uzun yıllardır “arsa-tarla” piyasasını takip ediyor.

Zamanında eline geçeni “toprağa” yatırmış, bu işte ustalaşmış.

Şuradan şuraya kadar, buradan da buraya kadar kendisininmiş.

Epeyce yeri de satmış.

Oralarda, çevre sakinleri ile konuştum.

Bana, “Şurası şu politikacının, bu politikacının…Şu genel müdürün, bu genel müdürün” diye teker teker saydılar, sormadığım halde.

Bu türden muhabbetler pek ilgimi çekmiyor.

Oralara, bir “köy havası” almak için gittim, bir sürü “bilgi” aldım işte, ister istemez..

“İnsanlar bu işlere epeyce kafa yoruyor, nereden arsa alınır, nereden tarla alınır… Hayatınız böyle”! deyince…

“En iyi kazandıran yatırım aracı toprak, arazi!” diye karşılık verdi arkadaş.

X

Arsa, tarla işlerine meraklı arkadaşın verdiği rakamlar arsaya, araziye “bilinçli” yatırım yapanların çok büyük “rant”a kavuştuklarını gösteriyor gerçekten de…

Büyük servetler oluşuyor, öyle, duran toprak üzerinden…

Ben, bu işleri pek takip etmiyorum.

Kimileri de “borsa”ya takmış kafayı, gözleri ekranlarda, “indi, çıktı, alsam mı, satsam mı?”

Bugüne kadar tek hisse satın almadım, inanır mısınız, borsadan nasıl kâğıt alınır onu bile bilmiyorum!..

Borsa muhabbetine yakalandığımda da, konuyu hemen değiştirmeye çalışıyorum, çok sıkıcı mevzular.

Satsaydık iyi olurdu, alsaydık iyi olurdu..

Arsa tarla işlerine meraklı arkadaşla muhabbete dönelim.

O, büyük kazançlardan bahsedince…

Ben, “EEEEE?” dedim.

“EEEEE?”

Ne oluyor, bu kadar çok kazanınca?

“Hayatını garanti altına almış oluyorsun mesela!"

-Ne güzel, ölüme çare!..

-Yok öyle değil tabii… Ama, mal canın yongası!.. Ak gün var, kara gün var… Ak akçe kara gün için!..

Para bir vasıta.

Kazanmak da kötü bir şey değil elbette.

Ben, kazanılan paranın ne kadarının “kültürel” faaliyetlere harcandığına bakarım.

Güzel talebeler yetiştirmek çok güzel.

Para buna vesile oluyorsa, işe yarar.

Dünyayı gezip, görmek…

Tanımak da çok güzel.

Ben, epeyce zenginlerle karşılaştım yurt dışı seyahatlerimde.

“Kültürel faaliyetlere” fazla ilgi gösterdikleri söylenemez.

Gittikleri ülkenin tarihini, kültürünü, gelenek-göreneklerini, eğitim modelini, okullarını, çalışma hayatını, sivil toplum örgütlenmelerini, siyasetini merak eden pek yok.

Daha çok, “alışveriş” işlerine yoğunlaşıyorlar!

X

Bizde, “arsa, arazi, borsa morsa, pop-top” işleri dışında merak edilen mevzu yok gibi.

Ben, İstanbul’da Davutpaşa Ortaokulu’nu bitirdim.

Sonrasında, lise kısmına devam etmek yerine, Sultanahmet Ticaret Lisesi’ne gittim.

Davutpaşa Lisesi’ne devam eden ve mezun olan arkadaşlarım var.

Bunlardan biri mesleğinde epeyce yükselmiş…

Bizi de, “gazetecilik” faaliyetlerimizden dolayı takip ediyormuş.

Kendisine, “Davut Paşa kimdir?” diye sordum.

“Osmanlı paşalarından biridir herhalde!” diye karşılık verdi.

Bizim arkadaş, diplomasında ismi yazılı olan "Osmanlı Devlet Adamı" hakkında hiçbir şey okumamış demek ki…

Tarih öğretmenleri de, okula ismini veren “Paşa”yı tanıtmamış olmalı!..

Ne eğitim!..

Ankara’da Tunalı Hilmi diye bir semt var.

Oranın eski esnaflarından biri ile konuşuyordum.

“Tunalı Hilmi kimdir?” diye sorunca, karşılık alamadım.

Hiç düşünmemiş, okumamış, araştırmamış!..

İstanbul’un Gaziosmanpaşa semtinde oturanların bir bölümü, meşhur “Plevne Marşı”ndan dolayı, oraya ismi verilen Kahraman’ı, Gazi Osman Paşa’yı az çok tanıyorlar.

“Bayrampaşa” adlı semte ismi veriken Paşa’yı "tanıyan"a ise hiç rastlamadım!

İstanbul’da Vefa Bozacısı var.

Meşhur Bozacı.

Semt, Bozacı’dan dolayı çok meşhur.

Peki, Semte niçin VEFA ismi verilmiş?

Bozacıdan dolayı mı?

 

Şeyh Vefâ’yı, kim, nereden bilecek?

Niçin merak edecek?

X

Bizim mekânla ilişkimiz “rant” ile sınırlı gibi…

Bundan dolayı da, hep yeni “rant” alanlarına yöneliyoruz!..

Üniversiteli sayımız 10 milyonu buluyor ya…

Her yerde üniversite var, küçük ilçelerimizde bile…

Ne yazık ki, üniversitelerin “kondurulduğu” yerlerde kitap okuyanların sayısı artmıyor.

Yeni yeni kitapçı dükkânları açılmıyor, öğrencilerin çokluğundan dolayı…

Ya ne oluyor?

Yeni yeni rant alanları açılıyor, gayrimenkullerin fiyatları yükseliyor, kira geliri olanların gelirleri katlanıyor..

Yaşasın eğitim!

X

Sonra?

Sonrası “Tik Tok” işte!...

Çoğunluk için ise, “FACE”!

Geçenlerde “çok zenginleşmiş” bir eski arkadaşın paylaşımını gördüm.

Eşine “sıfır” araba çekmiş…

“Yakışır!” diyenlere selâm olsun!..

X

Hal böyle…

Mezarlık ziyareti dönüşünde, arkadaşlarıma, “Bugün atalarımızın 500 sene önce inşa ettikleri muhteşem eserlerle övünüyoruz. Bundan beş yüz sene sonra, bizim nesillerin hangi eseriyle övünecek acaba torunlarımız!” diye sordum.

Arka koltuktan gelen karşılığa bakın:

“Süleymaniye gibi eserleri kast ediyorsan, oralara hayalimiz bile erişmez.

Onlar çok gerilerde kaldı.

Hatta bir şey söyleyeyim mi; Orhan Gencebaylar’ın, Ferdi Tayfurlar’ın, Barış Mançolar’ın eserleri bile çok gerilerde kaldı!”

x

“Yaşasın imara yakın tarlalar!” diyelim o zaman!

Malûm, arsa, tarlaya yatırım, en iyi yatırım.

“İnsana yatırım”ın “getirisi” mi var?

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yirmidortsaathaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
timbir - birlik haber ajansi