Serdar ARSEVEN
Köşe Yazarı
Serdar ARSEVEN
 

Bazı televizyonlar niçin pislik yapar?

FARKLI dünya görüşündeymiş gibi görünen “televizyonlar”dan “bazı”ları, “Manevi Vatan”ımızı yerle bir etmek için anlaşmış gibiler! En rezil, en müptezel tipleri gece gündüz sergileyip, “pis kokulara burun alıştırmak”, “kanıksatmak” istiyorlar adeta! Bazı diziler, bazı gündüz kuşağı programları, bazı “tartışma” programları… İnsanın kanını donduruyor, beynini zonklatıyor. “Niyeti” sorgulatıyor!.. “Bunlar organize işler! Türkiye’yi topla tüfekle yıkamayacağını bilen düşman, bize bunlar üzerinden saldırıyor!” dedirtiyor! Bin türlü rezillik; Dizilerde, akrabalar birbirleriyle yatıp duruyor! Herkes birbirine âşık!.. Libidolar zirvede! Koca herif, bir de "muhafazakar kıvamlı" koca herif... "Gayet çağdaş görünümlü" bir genç ile sözde aşk yaşıyor... Bunu da karısına “Bugüne kadar mutlu olamadım, mutluluk yolunu seçtim” diye açıklıyor. Filmi yapanların, organizatörlerin verdiği mesaj “Uçkurunun peşinden koş!” “Aşık isen aldatabilirsin!” “Hayatını yaşa!” Bir başka mesaj da… Bu muhafazakar takımı, uçkurunun peşinden koşar; çolukmuş, çocukmuş, dinlemez, siler geçer!.. *** Gündüz kuşağı programlarının ekseriyeti felâket… Oralardaki tipler özellikle seçiliyor tabii, nice başvuru arasından. En çok ilgi çekecek, reyting yapacak, en absürt, en uç tipler! Aşağıdan aşağıya da, “Kocanın kahrını çekme ayol, ayrıl gitsin!” mesajları veriliyor, çok kurnazlar çok!.. *** Bir önceki yazımda, “Narin Cinayeti”nin nasıl da magazinleştirildiğini anlatmıştım. Berbat!.. Ekranlarda çığlık şovlar, gündüz kuşağı programı kıvamında, fanteziler… Hukuk, kanun, yasak, sınır tanımazlık! Öyle şeyler duyduk ki, orada... Amca ile gelinleri arasında ilişki yaşandığından ve Merhume Narin’in aslında Amca’nın çocuğu olduğundan, oradaki erkeklerden ikisinin “yattığına” kadar, nice nice desteksiz atışlar.... İşler, “Yargıya margıya boş ver, reytinge asıl!” kıvamında götürülünce, İletişim Başkanı Fahrettin Altun bir “îkaz” mesajı yayımladı malûm. Okumayanlar, buradan okusun: “Ülke olarak ciğerimizi yakan Narin kızımızın katledilmesiyle ilgili adli soruşturmanın, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun ilgili maddeleri uyarınca gizliliğinin devam etmesine rağmen maalesef birçok ulusal medya organında konuya ilişkin son derece manipülatif, soruşturmaya zarar veren ve reyting odaklı olduğu anlaşılan sorumsuz yayınlar yapılmaktadır. Bu yayınlarla alakalı sağduyulu vatandaşlarımız da ilgili kurumlarımıza çokça şikayette bulunmaktadır. Vatandaşımızın aklıyla adeta alay edilen, konunun uzmanları olmamasına rağmen birtakım kişiler tarafından saatlerce olur olmaz mülahazalarda bulunulan, Narin kızımızın hatırasına saygının ve soruşturmanın selametinin tamamen göz ardı edildiği; izleyicisinin, okuyucusunun, dinleyicisinin yaşına bakılmaksızın yapılan bu yayınlarla ilgili en yakın takibi yapmakta olduğumuzu kamuoyunun bilgisine sunarız!” *** Yakın takip! Sayın Fahrettin Altun ikaz etti işte. Peki, ne çıkar bundan? Bu “pislikleri” yapan kanallara ağır cezalar mı gelir? “Pislik yaptıklarına” bin pişman mı edilirler! Tam da burada, hatırlatalım; Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan imzasıyla yayımlanan bir Genelge var efendim. Resmi Gazete. 29 Ocak 2022 Cumartesi. 31734 Sayılı Genelge. Sayın Cumhurbaşkanı imzasıyla “zararlı yayınlarla mücadele”nin önemine dikkat çeken ve Devlet’in bu konuda her türlü adımı atacağını vurgulayan bir “Genelge” yer almıştı Resmi Gazete’de. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın “Ailenin korunması ve çocuk hakları” başlıklı 41’inci maddesinin aileyi Türk toplumunun temeli olarak tanımladığı, “Gençliğin Korunması” başlıklı 58’inci maddesinin ise gençleri kötü alışkanlıklardan, cehaletten korumak için gerekli tedbirlerin alınacağını düzenlediğini hatırlatıyordu Sayın Cumhurbaşkanı. Milli kültürü yabancılaşmaya ve yozlaşmaya karşı muhafaza etmek, geleceğin teminatı çocuklar ile gençlerin medyadaki zararlı içeriklere muhatap olmalarını önlemek adına tedbirler alınmasının gerekliliğine vurgu yapıyordu.. Ve şöyle devam ediyordu: “Bu çerçevede, toplumumuzun temel değerlerine aykırı unsurlar taşıdığı gözlenen ve son günlerde özellikle yabancı içeriklerin uyarlaması şeklinde ekranlara gelen televizyon programlarının toplum üzerindeki yıkıcı etkilerini bertaraf edecek adımlar ivedilikle atılacak. Birtakım semboller kullanılmak suretiyle verilmeye çalışılan mesajlarla çocuk ve gençlerin zihin dünyalarını hedef alan yapımlardan onları koruyacak, aile ve çocuk dostu yapımlar teşvik edilecek. Medya aracılığıyla milli ve manevi değerlerimizi yıpratmaya, aile ve toplum yapımızı temelinden sarsmaya yönelik açık veya örtülü faaliyetlere karşı Anayasa, kanun ve ilgili diğer mevzuatla düzenlenen müeyyidelerin gereği yerine getirilecek, toplumun geneline hitap eden bu tür medya içeriklerinin özellikle aile, çocuk ve gençlerimiz üzerinde oluşturacağı olumsuz etkilerin önlenmesi amacıyla ulusal ve yerel medya organlarının tehdit ve tehlike oluşturan bu tür yapımlarına karşı ilgili kurum ve kuruluşlar tarafından gerekli tüm tedbirler gecikmeksizin alınacaktır. Bu itibarla milli ve manevi değerlerimize uymayan yazılı, sözlü ve görsel basın ve yayım faaliyetleri aracılığıyla aile kurumunu, çocukları ve gençliği hedef alan tehdit ve tehlikelerin yayılımının önlenmesi hususunda tüm kurum ve kuruluşlar tarafından gerekli hassasiyetin gösterilmesi, yöneticiler tarafından sürecin titizlikle takibinin ve gereğinin yapılmasını önemle rica ederim.” *** Evet, bu, 2.5 sene evvel yayınlanmış… Hatta daha fazla bir süre evvel.. Ve bugün… Sayın Cumhurbaşkanı ikaz etmiş olsa da… İlgili kurumlara gereğinin yapılmasını “emretmiş” olsa da… Dinleyen kaç kurum? Maalesef, “bazı kanalların”, yıkıcı, bölücü, çocukların, gençlerin manevi dünyalarını, psikolojilerini hedef alan… Kanun, kural tanımaz… “Anadolu Aile’sinin dibine dinamit” niteliğindeki programları aynen devam ediyor. Ve… İletişim Başkanı Sayın Fahrettin Altun, Sayın Cumhurbaşkanı’nın imzasını taşıyan “Basım ve Yayım Faaliyetleri” başlıklı Genelge’nin Resmi Gazete’de yer almasından bunca zaman sonra, yukarıda verdiğimiz “ikazı” yayımlamak durumunda kalıyor. *** Sizce… Niçin böyle oluyor? Sayın Cumhurbaşkanı’nın Anayasa’nın gereği olan “ikaz”ları niçin duymazlıktan geliniyor?.. Ve nerelerden cesaret alıp yapabiliyorlar bunu? Hangi kanallar yapıyor bu pis işleri? O kanallardan bazıları, hangi kanallar? Bu memlekette “RTÜK” yok mu? Vesaire vesaire… İstediğiniz kadar soru takabilirsiniz peşine!.. *** Memleket gündeminde Sıla bebeklerin, Narin bebeklerin başlarına getirilenler... Bizde yürek yangınları, kalbimizde adaletin yerini bulması için dualar... Bazı kanallarda pislikler, acılarımız üzerinden reyting kavgaları... Maneviyatımıza, gençliğimize saldırılar... Devlet'in zirvesinden karşılığı olmayan ikazlar... *** Canım çok sıkkın, mezarlıklara gidiyom ben!
Ekleme Tarihi: 16 Eylül 2024 - Pazartesi
Serdar ARSEVEN

Bazı televizyonlar niçin pislik yapar?

FARKLI dünya görüşündeymiş gibi görünen “televizyonlar”dan “bazı”ları, “Manevi Vatan”ımızı yerle bir etmek için anlaşmış gibiler!

En rezil, en müptezel tipleri gece gündüz sergileyip, “pis kokulara burun alıştırmak”, “kanıksatmak” istiyorlar adeta!

Bazı diziler, bazı gündüz kuşağı programları, bazı “tartışma” programları…

İnsanın kanını donduruyor, beynini zonklatıyor.

“Niyeti” sorgulatıyor!..

“Bunlar organize işler! Türkiye’yi topla tüfekle yıkamayacağını bilen düşman, bize bunlar üzerinden saldırıyor!” dedirtiyor!

Bin türlü rezillik;

Dizilerde, akrabalar birbirleriyle yatıp duruyor!

Herkes birbirine âşık!..

Libidolar zirvede!

Koca herif, bir de "muhafazakar kıvamlı" koca herif...

"Gayet çağdaş görünümlü" bir genç ile sözde aşk yaşıyor... Bunu da karısına “Bugüne kadar mutlu olamadım, mutluluk yolunu seçtim” diye açıklıyor.

Filmi yapanların, organizatörlerin verdiği mesaj “Uçkurunun peşinden koş!”

“Aşık isen aldatabilirsin!”

“Hayatını yaşa!”

Bir başka mesaj da…

Bu muhafazakar takımı, uçkurunun peşinden koşar; çolukmuş, çocukmuş, dinlemez, siler geçer!..

***

Gündüz kuşağı programlarının ekseriyeti felâket…

Oralardaki tipler özellikle seçiliyor tabii, nice başvuru arasından.

En çok ilgi çekecek, reyting yapacak, en absürt, en uç tipler!

Aşağıdan aşağıya da, “Kocanın kahrını çekme ayol, ayrıl gitsin!” mesajları veriliyor, çok kurnazlar çok!..

***

Bir önceki yazımda, “Narin Cinayeti”nin nasıl da magazinleştirildiğini anlatmıştım.

Berbat!.. Ekranlarda çığlık şovlar, gündüz kuşağı programı kıvamında, fanteziler… Hukuk, kanun, yasak, sınır tanımazlık!

Öyle şeyler duyduk ki, orada... Amca ile gelinleri arasında ilişki yaşandığından ve Merhume Narin’in aslında Amca’nın çocuğu olduğundan, oradaki erkeklerden ikisinin “yattığına” kadar, nice nice desteksiz atışlar....

İşler, “Yargıya margıya boş ver, reytinge asıl!” kıvamında götürülünce, İletişim Başkanı Fahrettin Altun bir “îkaz” mesajı yayımladı malûm.

Okumayanlar, buradan okusun:

“Ülke olarak ciğerimizi yakan Narin kızımızın katledilmesiyle ilgili adli soruşturmanın, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun ilgili maddeleri uyarınca gizliliğinin devam etmesine rağmen maalesef birçok ulusal medya organında konuya ilişkin son derece manipülatif, soruşturmaya zarar veren ve reyting odaklı olduğu anlaşılan sorumsuz yayınlar yapılmaktadır. Bu yayınlarla alakalı sağduyulu vatandaşlarımız da ilgili kurumlarımıza çokça şikayette bulunmaktadır. Vatandaşımızın aklıyla adeta alay edilen, konunun uzmanları olmamasına rağmen birtakım kişiler tarafından saatlerce olur olmaz mülahazalarda bulunulan, Narin kızımızın hatırasına saygının ve soruşturmanın selametinin tamamen göz ardı edildiği; izleyicisinin, okuyucusunun, dinleyicisinin yaşına bakılmaksızın yapılan bu yayınlarla ilgili en yakın takibi yapmakta olduğumuzu kamuoyunun bilgisine sunarız!”

***

Yakın takip!

Sayın Fahrettin Altun ikaz etti işte.

Peki, ne çıkar bundan?

Bu “pislikleri” yapan kanallara ağır cezalar mı gelir?

“Pislik yaptıklarına” bin pişman mı edilirler!

Tam da burada, hatırlatalım;

Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan imzasıyla yayımlanan bir Genelge var efendim.

Resmi Gazete.

29 Ocak 2022 Cumartesi.

31734 Sayılı Genelge.

Sayın Cumhurbaşkanı imzasıyla “zararlı yayınlarla mücadele”nin önemine dikkat çeken ve Devlet’in bu konuda her türlü adımı atacağını vurgulayan bir “Genelge” yer almıştı Resmi Gazete’de.

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın “Ailenin korunması ve çocuk hakları” başlıklı 41’inci maddesinin aileyi Türk toplumunun temeli olarak tanımladığı, “Gençliğin Korunması” başlıklı 58’inci maddesinin ise gençleri kötü alışkanlıklardan, cehaletten korumak için gerekli tedbirlerin alınacağını düzenlediğini hatırlatıyordu Sayın Cumhurbaşkanı.

Milli kültürü yabancılaşmaya ve yozlaşmaya karşı muhafaza etmek, geleceğin teminatı çocuklar ile gençlerin medyadaki zararlı içeriklere muhatap olmalarını önlemek adına tedbirler alınmasının gerekliliğine vurgu yapıyordu..

Ve şöyle devam ediyordu:

“Bu çerçevede, toplumumuzun temel değerlerine aykırı unsurlar taşıdığı gözlenen ve son günlerde özellikle yabancı içeriklerin uyarlaması şeklinde ekranlara gelen televizyon programlarının toplum üzerindeki yıkıcı etkilerini bertaraf edecek adımlar ivedilikle atılacak. Birtakım semboller kullanılmak suretiyle verilmeye çalışılan mesajlarla çocuk ve gençlerin zihin dünyalarını hedef alan yapımlardan onları koruyacak, aile ve çocuk dostu yapımlar teşvik edilecek.

Medya aracılığıyla milli ve manevi değerlerimizi yıpratmaya, aile ve toplum yapımızı temelinden sarsmaya yönelik açık veya örtülü faaliyetlere karşı Anayasa, kanun ve ilgili diğer mevzuatla düzenlenen müeyyidelerin gereği yerine getirilecek, toplumun geneline hitap eden bu tür medya içeriklerinin özellikle aile, çocuk ve gençlerimiz üzerinde oluşturacağı olumsuz etkilerin önlenmesi amacıyla ulusal ve yerel medya organlarının tehdit ve tehlike oluşturan bu tür yapımlarına karşı ilgili kurum ve kuruluşlar tarafından gerekli tüm tedbirler gecikmeksizin alınacaktır.

Bu itibarla milli ve manevi değerlerimize uymayan yazılı, sözlü ve görsel basın ve yayım faaliyetleri aracılığıyla aile kurumunu, çocukları ve gençliği hedef alan tehdit ve tehlikelerin yayılımının önlenmesi hususunda tüm kurum ve kuruluşlar tarafından gerekli hassasiyetin gösterilmesi, yöneticiler tarafından sürecin titizlikle takibinin ve gereğinin yapılmasını önemle rica ederim.”

***

Evet, bu, 2.5 sene evvel yayınlanmış…

Hatta daha fazla bir süre evvel..

Ve bugün…

Sayın Cumhurbaşkanı ikaz etmiş olsa da…

İlgili kurumlara gereğinin yapılmasını “emretmiş” olsa da…

Dinleyen kaç kurum?

Maalesef, “bazı kanalların”, yıkıcı, bölücü, çocukların, gençlerin manevi dünyalarını, psikolojilerini hedef alan…

Kanun, kural tanımaz…

“Anadolu Aile’sinin dibine dinamit” niteliğindeki programları aynen devam ediyor.

Ve… İletişim Başkanı Sayın Fahrettin Altun, Sayın Cumhurbaşkanı’nın imzasını taşıyan “Basım ve Yayım Faaliyetleri” başlıklı Genelge’nin Resmi Gazete’de yer almasından bunca zaman sonra, yukarıda verdiğimiz “ikazı” yayımlamak durumunda kalıyor.

***

Sizce…

Niçin böyle oluyor?

Sayın Cumhurbaşkanı’nın Anayasa’nın gereği olan “ikaz”ları niçin duymazlıktan geliniyor?..

Ve nerelerden cesaret alıp yapabiliyorlar bunu?

Hangi kanallar yapıyor bu

pis işleri?

O kanallardan bazıları, hangi kanallar? Bu memlekette “RTÜK” yok mu? Vesaire vesaire…

İstediğiniz kadar soru takabilirsiniz peşine!..

***

Memleket gündeminde Sıla bebeklerin, Narin bebeklerin başlarına getirilenler...

Bizde yürek yangınları, kalbimizde adaletin yerini bulması için dualar... Bazı kanallarda pislikler, acılarımız üzerinden reyting kavgaları... Maneviyatımıza, gençliğimize saldırılar...

Devlet'in zirvesinden karşılığı olmayan ikazlar...

***

Canım çok sıkkın, mezarlıklara gidiyom ben!

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yirmidortsaathaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
timbir - birlik haber ajansi