Serdar ARSEVEN
Köşe Yazarı
Serdar ARSEVEN
 

CHP yükseliyor mu?

Kimseye yaranma, bal tutup parmak yalama gibi dertlerimiz olmadığı için hem iktidarın hem de muhalefetin artılarına eksilerine “vurgu” yapıyoruz. Bundan dolayı da, her iki tarafın yalakaları “gıcık” kapıyor bize. Çukurdakiler, herkesi çukura çekmek ister ki, çukurda oldukları fark edilmesin. Hiç işimiz olmaz. Kim neredeyse nerede, biz buradayız. Ak Parti’nin 23. Kuruluş Yıldönümü münasebetiyle MİLAT’ta yayımlanan yazımızda, 2002’den bu yana yaşananları ve bugünkü vaziyeti “objektif” bakış açısıyla masaya yatırmış, yapılması ve yapılmaması gerekenleri “naçizane” ifade etmiştik. Yazı, özellikle AK Parti Camiası’ndan büyük ilgi gördü. Hatta ve hatta, olan bitende sorumlulukları yokmuş gibi “Genel Merkez” yönetiminden arayanlar ve tebrik edenler oldu. Cumhurbaşkanı, “yorgun olanlar bıraksın!” diyor ama, kimse oralı değil. Hepsi vaziyetlerinden çok memnunlar. Gayet de zindeler. Hoş, Cumhurbaşkanı, 2017 yılında da, “Yorgun olanlar bıraksınlar!” demişti ama o zaman da koltuğu bırakan olmamıştı. Bu işler böyle; “sokaktaki vatandaş” hayıflansın dursun, yukarılarda başka hesaplar yapılıyor demek ki… Anket sonuçlarını dikkatle takip ediyor, bu işin toparlanıp toparlanamayacağına bakıyorlar. Sonuçlar, “İşleri toparlamak çok zor!” kanaatini pekiştirirse, ne yapacakları belli. Herkes böyle değil elbet, “hasbi” insanlar da var oralarda mutlaka. Lâkin… Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ömerleri” aradığına göre, “Ömerler” alanında büyük bir eksiklik var demektir! Neyse… İktidar Partisi’nin işi toparlayıp toparlayamayacağına, “Ömerleri, hasbileri” bulup bulamayacağına, onlara görev verip vermeyeceğine bakarız… Görünen o ki, İktidar Partisi’ndeki “sıkıntı” devam ediyor. Ya muhalefet partileri? Oralardaki sıkıntının İktidar Partisi’ndekinden de fazla olduğunu söylersem, abartmış olmam. Bunların medya organlarını da yakından takip etmeye çalışıyorum. Acayip bir “şikâyet” dalgası var. Özgür Özel ve Yılmaz Özdil, Kemal Kılıçdaroğlu ve Fatih Altaylı arasındaki “berbat” hakaretleşmeler, bir gösterge. Geçen akşam, CHP’ye an yakın televizyonda Özgür Özel’e “yüklenip” duruyorlardı. Yerel seçimde mağlubiyet yaşayan Recep Tayyip Erdoğan’a “yardım elini” uzatmış Özgür Özel! Erdoğan’ın derdi “seçim yenilgisini” ve “hayat pahalılığını, ekonomiyi” konuşturmamakmış.. Özgür Özel de, “normalleşme-yumuşama” muhabbetine girerek, bu amaca hizmet etmiş. Programdan ilginç bir sahne: En muhalif katılımcılardan biri… “Yok fındık mitingi, yok fıstık mitingi, yok patates mitingi, yok karpuz mitingi! Göstermelik mitinglerin faydası oldu mu? Anketçiler söylesin; o mitinglerden sonra, CHP’nin oy oranında kıpırdanma oldu mu?” diye sordu. Katılımcıların “anketçi” olanı, “Hayır olmadı, hiçbir tesiri olmadı!” karşılığını verdi. Yani… CHP’nin oy arttırdığını iddia edenler “uyduruyor”! CHP oy arttırmıyor, Ak Parti oy kaybediyor. Peki oy artıran parti var mı? Kesin dille ifade edeyim: Yok!.. Yani… Ak Parti’den gidenler bir yere gitmiyor. “Beklemeyi, izlemeyi” tercih ediyor! X CHP böyle bir ortamda bile oylarını tırmandıramıyorsa, bu iş hiç olmayacak demektir. CHP’ye en yakın televizyon kanalında bu mevzular tartışıldı. “CHP vekilleri, çarşıda pazarda değil”miş… “Halkın içinde değil!”miş! Evet, değil. Olamazlar ki… Genetik müsait değil, partinin genetiği müsait değil. “Altı okun birine renk ayarı… Yarısı mor, yarısı yeşil.” Bir yandan LGBT-Feminzm lobilerine pas atılacak, diğer yandan da “karbon ayak izcileri”ne… Küreselleşmenin adresi biziz!.. Özgür Özel’in vaatleri arasında, iktidara gelir gelmez “Cinsiyet Eşitliği Bakanlığı” kurmak da var!.. Aman ne mühim, vatandaşın tuzu pek kuruydu, derdi de buydu! x Muhalif medyanın dilinin altında acayip baklalar var. Bunlardan biri, geçenlerde “Meral Akşener masayı bilerek dağıttı! Erdoğan’a yarasın diye dağıttı!” yollu lâflar etmişti. Komplo teorisine bak! Bir milim daha ileriye gitse, “Erdoğan ile Akşener daha başından anlaşmalıydı!” bile diyecek!.. Bir milim daha ilerle bari… Oldu olacak şunları da söyle: “Erdoğan ile Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu da anlaşmalıydı aslında. Masa, bir kurguydu. Kemal Kılıçdaroğlu, Erdoğan kazansın diye, Cumhurbaşkanlığı seçimini alabilecek isimleri engelledi, kendisini dayattı. Erdoğan ile Bahçeli, Kemal Kılıçdaroğlu’nun aday olmasını istiyorlardı, o da gereğini yerine getirdi! Meral Akşener, Davutoğlu, Babacan, süreç içinde masaya nasıl da zarar verdiler! Bunların hepsi kurguydu! ” Muhalefet medyasından… Akla ziyan komplo teorileri! Muhalefetin medyadaki ağır isimleri şimdilerde, Özgür Özel’in, yerel seçim mağlubiyetinden dolayı iyice köşeye sıkışmış durumdaki Erdoğan’a büyük destek verdiğini söylüyorlar. Özgür Özel, ekonominin ve Devlet Bahçeli’nin sıkıştırdığı Erdoğan’a “hareket alanı” açıyormuş! Erdoğan’ın gündem değiştirme oyununa geliyormuş! X Söylenenler, Özgür Özel’in kredisinin hızla tükendiğini gösteriyor. Kemal Kılıçdaroğlu’ndan da beklenti yok; aksine, onun artık “emekliliğin” tadını çıkartması gerektiğine vurgu yapılıyor oralarda. Kala kala bir Ekrem İmamoğlu kalıyor, bir de Mansur Yavaş. Ekrem İmamoğlu’nun ekibiyle birlikte, “Cumhurbaşkanlığı Süreci”ne hazırlık yaptığı biliniyor. Hesaba göre, Ekrem İmamoğlu Cumhurbaşkanı Adayı olacak ve koltuğunu Üsküdar Belediye Başkanı Sinem Dedetaş’a bırakacak! Tam da bu hesaplar yapılırken, Sinem Dedetaş, tuttu, “İstanbul’u yönetmeye hazır olduğunu” söyleyiverdi!.. Yani… Ekrem İmamoğlu’nun yerini doldurmaya hazır olduğunu!.. Bu açıklama, bazı medya organlarında “Sinem Dedetaş İBB Başkanlığı’na göz kırptı!” başlıkları altında yer aldı. Böyle olunca da sıkıntı çıktı! Dedetaş’ın bu “zamansız” açıklamasına, CHP camiasının bir önde geleni “isim vermeden” tepki gösterdi. “Siyasi kariyerizm bir zehirdir. Halk bu zor günlerde verdiği mücadeleyi birilerinin kariyer planı için yapmıyor!” tepkisi karşılık buldu. Ortalık karıştı! Yaptığı zamansız “çıkıştan” dolayı büyük tepki çeken Üsküdar Belediye Başkanı Sinem Dedetaş da, çareyi hem Ekrem İmamoğlu’ndan, hem de ilçe belediye başkanlarından “özür dilemekte” buldu, CHP’ye yakın gazetecilerin iddiasına göre! Sinem Dedetaş, İBB’ye Başkan olmak ister ama, o Makamı kendisine bırakırlar mı? Burası bile büyük problem! X Ekrem İmamoğlu, Cumhurbaşkanlığı yolunda ilerlemeyi kafasına koymuş ama, engel çok. Karmakarışık bir camia… Kemal Kılıçdaroğlu’nu aşamayan Ekrem İmamoğlu, Özgür Özel ve Mansur Yavaş’ı nasıl aşacak acaba? Özgür Özel’in İmamoğlu ile alenen karşı karşıya gelmesi sürpriz olmaz. CHP’nin “iç krizlerini” konuşmaya alışkın kamuoyu!.. Mansur Yavaş’a gelince… O da… Bazı anketlerde “En sevilen isim” olarak “öne” çıkartılıyor.. Anlaşılan, CHP içinde ona da yatırım yapan birileri var. Halkın teveccühüne mazhar olmakta en yakın rakibine fark attığına inanan biri, Cumhurbaşkanlığı Adaylığı’ndan kolay kolay vazgeçer mi? İzleyeceğiz. X Türkiye’de siyaset çıkmaz sokakta, yazının özeti bu. İktidar Partisi düşüşte, toparlanabilir mi, ona bakıyoruz. Öte yandan; Başta CHP olmak üzere, muhalefet partilerinde bir numara yok!.. Vatandaş ne yapsın bu durumda? Bazen, benim Tabela Partisi’ni “sosyal medya”nın ötesine taşımak ve resmiyete döküp “seçimlere girebilir hale getirmek” nasıl olur diye düşünmüyor değilim!
Ekleme Tarihi: 21 Ağustos 2024 - Çarşamba
Serdar ARSEVEN

CHP yükseliyor mu?

Kimseye yaranma, bal tutup parmak yalama gibi dertlerimiz olmadığı için hem iktidarın hem de muhalefetin artılarına eksilerine “vurgu” yapıyoruz.

Bundan dolayı da, her iki tarafın yalakaları “gıcık” kapıyor bize.

Çukurdakiler, herkesi çukura çekmek ister ki, çukurda oldukları fark edilmesin.

Hiç işimiz olmaz.

Kim neredeyse nerede, biz buradayız.

Ak Parti’nin 23. Kuruluş Yıldönümü münasebetiyle MİLAT’ta yayımlanan yazımızda, 2002’den bu yana yaşananları ve bugünkü vaziyeti “objektif” bakış açısıyla masaya yatırmış, yapılması ve yapılmaması gerekenleri “naçizane” ifade etmiştik.

Yazı, özellikle AK Parti Camiası’ndan büyük ilgi gördü.

Hatta ve hatta, olan bitende sorumlulukları yokmuş gibi “Genel Merkez” yönetiminden arayanlar ve tebrik edenler oldu.

Cumhurbaşkanı, “yorgun olanlar bıraksın!” diyor ama, kimse oralı değil.

Hepsi vaziyetlerinden çok memnunlar.

Gayet de zindeler.

Hoş, Cumhurbaşkanı, 2017 yılında da, “Yorgun olanlar bıraksınlar!” demişti ama o zaman da koltuğu bırakan olmamıştı.

Bu işler böyle; “sokaktaki vatandaş” hayıflansın dursun, yukarılarda başka hesaplar yapılıyor demek ki…

Anket sonuçlarını dikkatle takip ediyor, bu işin toparlanıp toparlanamayacağına bakıyorlar.

Sonuçlar, “İşleri toparlamak çok zor!” kanaatini pekiştirirse, ne yapacakları belli.

Herkes böyle değil elbet, “hasbi” insanlar da var oralarda mutlaka.

Lâkin…

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ömerleri” aradığına göre, “Ömerler” alanında büyük bir eksiklik var demektir!

Neyse…

İktidar Partisi’nin işi toparlayıp toparlayamayacağına, “Ömerleri, hasbileri” bulup bulamayacağına, onlara görev verip vermeyeceğine bakarız…

Görünen o ki, İktidar Partisi’ndeki “sıkıntı” devam ediyor.

Ya muhalefet partileri?

Oralardaki sıkıntının İktidar Partisi’ndekinden de fazla olduğunu söylersem, abartmış olmam.

Bunların medya organlarını da yakından takip etmeye çalışıyorum.

Acayip bir “şikâyet” dalgası var.

Özgür Özel ve Yılmaz Özdil, Kemal Kılıçdaroğlu ve Fatih Altaylı arasındaki “berbat” hakaretleşmeler, bir gösterge.

Geçen akşam, CHP’ye an yakın televizyonda Özgür Özel’e “yüklenip” duruyorlardı.

Yerel seçimde mağlubiyet yaşayan Recep Tayyip Erdoğan’a “yardım elini” uzatmış Özgür Özel!

Erdoğan’ın derdi “seçim yenilgisini” ve “hayat pahalılığını, ekonomiyi” konuşturmamakmış..

Özgür Özel de, “normalleşme-yumuşama” muhabbetine girerek, bu amaca hizmet etmiş.

Programdan ilginç bir sahne: En muhalif katılımcılardan biri…

“Yok fındık mitingi, yok fıstık mitingi, yok patates mitingi, yok karpuz mitingi! Göstermelik mitinglerin faydası oldu mu? Anketçiler söylesin; o mitinglerden sonra, CHP’nin oy oranında kıpırdanma oldu mu?” diye sordu.

Katılımcıların “anketçi” olanı,

“Hayır olmadı, hiçbir tesiri olmadı!” karşılığını verdi.

Yani…

CHP’nin oy arttırdığını iddia edenler “uyduruyor”!

CHP oy arttırmıyor, Ak Parti oy kaybediyor.

Peki oy artıran parti var mı?

Kesin dille ifade edeyim:

Yok!..

Yani…

Ak Parti’den gidenler bir yere gitmiyor.

“Beklemeyi, izlemeyi” tercih ediyor!

X

CHP böyle bir ortamda bile oylarını tırmandıramıyorsa, bu iş hiç olmayacak demektir.

CHP’ye en yakın televizyon kanalında bu mevzular tartışıldı.

“CHP vekilleri, çarşıda pazarda değil”miş…

“Halkın içinde değil!”miş!

Evet, değil.

Olamazlar ki…

Genetik müsait değil, partinin genetiği müsait değil.

“Altı okun birine renk ayarı…

Yarısı mor, yarısı yeşil.”

Bir yandan LGBT-Feminzm lobilerine pas atılacak, diğer yandan da “karbon ayak izcileri”ne…

Küreselleşmenin adresi biziz!..

Özgür Özel’in vaatleri arasında, iktidara gelir gelmez “Cinsiyet Eşitliği Bakanlığı” kurmak da var!..

Aman ne mühim, vatandaşın tuzu pek kuruydu, derdi de buydu!

x

Muhalif medyanın dilinin altında acayip baklalar var.

Bunlardan biri, geçenlerde “Meral Akşener masayı bilerek dağıttı! Erdoğan’a yarasın diye dağıttı!” yollu lâflar etmişti.

Komplo teorisine bak!

Bir milim daha ileriye gitse, “Erdoğan ile Akşener daha başından anlaşmalıydı!” bile diyecek!..

Bir milim daha ilerle bari…

Oldu olacak şunları da söyle:

“Erdoğan ile Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu da anlaşmalıydı aslında. Masa, bir kurguydu. Kemal Kılıçdaroğlu, Erdoğan kazansın diye, Cumhurbaşkanlığı seçimini alabilecek isimleri engelledi, kendisini dayattı.

Erdoğan ile Bahçeli, Kemal Kılıçdaroğlu’nun aday olmasını istiyorlardı, o da gereğini yerine getirdi!

Meral Akşener, Davutoğlu, Babacan, süreç içinde masaya nasıl da zarar verdiler! Bunların hepsi kurguydu! ”

Muhalefet medyasından…

Akla ziyan komplo teorileri!

Muhalefetin medyadaki ağır isimleri şimdilerde, Özgür Özel’in, yerel seçim mağlubiyetinden dolayı iyice köşeye sıkışmış durumdaki Erdoğan’a büyük destek verdiğini söylüyorlar.

Özgür Özel, ekonominin ve Devlet Bahçeli’nin sıkıştırdığı Erdoğan’a “hareket alanı” açıyormuş!

Erdoğan’ın gündem değiştirme oyununa geliyormuş!

X

Söylenenler, Özgür Özel’in kredisinin hızla tükendiğini gösteriyor.

Kemal Kılıçdaroğlu’ndan da beklenti yok; aksine, onun artık “emekliliğin” tadını çıkartması gerektiğine vurgu yapılıyor oralarda.

Kala kala bir Ekrem İmamoğlu kalıyor, bir de Mansur Yavaş.

Ekrem İmamoğlu’nun ekibiyle birlikte, “Cumhurbaşkanlığı Süreci”ne hazırlık yaptığı biliniyor.

Hesaba göre, Ekrem İmamoğlu Cumhurbaşkanı Adayı olacak ve koltuğunu Üsküdar Belediye Başkanı Sinem Dedetaş’a bırakacak!

Tam da bu hesaplar yapılırken, Sinem Dedetaş, tuttu, “İstanbul’u yönetmeye hazır olduğunu” söyleyiverdi!..

Yani…

Ekrem İmamoğlu’nun yerini doldurmaya hazır olduğunu!..

Bu açıklama, bazı medya organlarında “Sinem Dedetaş İBB Başkanlığı’na göz kırptı!” başlıkları altında yer aldı.

Böyle olunca da sıkıntı çıktı!

Dedetaş’ın bu “zamansız” açıklamasına, CHP camiasının bir önde geleni “isim vermeden” tepki gösterdi.

“Siyasi kariyerizm bir zehirdir. Halk bu zor günlerde verdiği mücadeleyi birilerinin kariyer planı için yapmıyor!” tepkisi karşılık buldu.

Ortalık karıştı!

Yaptığı zamansız “çıkıştan” dolayı büyük tepki çeken Üsküdar Belediye Başkanı Sinem Dedetaş da, çareyi hem Ekrem İmamoğlu’ndan, hem de ilçe belediye başkanlarından “özür dilemekte” buldu, CHP’ye yakın gazetecilerin iddiasına göre!

Sinem Dedetaş, İBB’ye Başkan olmak ister ama, o Makamı kendisine bırakırlar mı?

Burası bile büyük problem!

X

Ekrem İmamoğlu, Cumhurbaşkanlığı yolunda ilerlemeyi kafasına koymuş ama, engel çok.

Karmakarışık bir camia…

Kemal Kılıçdaroğlu’nu aşamayan Ekrem İmamoğlu, Özgür Özel ve Mansur Yavaş’ı nasıl aşacak acaba?

Özgür Özel’in İmamoğlu ile alenen karşı karşıya gelmesi sürpriz olmaz.

CHP’nin “iç krizlerini” konuşmaya alışkın kamuoyu!..

Mansur Yavaş’a gelince…

O da…

Bazı anketlerde “En sevilen isim” olarak “öne” çıkartılıyor..

Anlaşılan, CHP içinde ona da yatırım yapan birileri var.

Halkın teveccühüne mazhar olmakta en yakın rakibine fark attığına inanan biri, Cumhurbaşkanlığı Adaylığı’ndan kolay kolay vazgeçer mi?

İzleyeceğiz.

X

Türkiye’de siyaset çıkmaz sokakta, yazının özeti bu.

İktidar Partisi düşüşte, toparlanabilir mi, ona bakıyoruz.

Öte yandan;

Başta CHP olmak üzere, muhalefet partilerinde bir numara yok!..

Vatandaş ne yapsın bu durumda?

Bazen, benim Tabela Partisi’ni “sosyal medya”nın ötesine taşımak ve resmiyete döküp “seçimlere girebilir hale getirmek” nasıl olur diye düşünmüyor değilim!

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yirmidortsaathaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
timbir - birlik haber ajansi